İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i devlet olarak tanıyacağını açıklaması anlaşılan İsrail'i bayağı rahatsız etmiş.
Soykırımcı rejimin Dışişleri Bakanı mezkûr ülkelerin büyükelçilerini çağırmış ya, böyle giderse daha çok ülkenin büyükelçisini çağırmak zorunda kalacaklar.
Slovenya ve Malta'nın eli kulağında. İsveç ve İzlanda'nın tavrı zaten gayet net. Belçika ve Fransa'nın da Filistin devletini tanımayı değerlendirmeye aldığı biliniyor.
Hülasa edecek olursak, işgalci İsrail pek alışkın olmadığı durumla karşı karşıya.
Bir de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han'ın İsrail'in Hitler'i (Netanyahu) ve Savunma Bakanları Yoav Gallant hakkındaki "yakalama kararı" başvurusu hepten kıvranmalarına neden oldu.
Özellikle Netanyahu daha çok kıvranacak...
Baksanıza, Almanya bile "Mahkeme kararlarına saygılıyız" dedi.
Gerçi, Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı Haniye ve Gazze direnişinin liderleri Yahya Sinvar ile Muhammed ed-Dayf hakkındaki yakalama kararına atıfta bulunarak, "Hamas ile İsrail liderlerinin arasında eşitlik varmış iması yapılması çok yanlış" şerhini düştüler ama o kadarı da olacak.
Yoksa Hitler'den miras mazileriyle parça tesirli hâle getirilmiş "antisemitizm balyozu" kafalarına öyle patlar ki akılları şaşar.
***
Belirleyici olan dünya sisteminin patronu
ABD'nin tavrıdır. Fakire soracak olursanız, söz konusu mahkemenin vereceği nihai karar, ABD tavrının yansıması olacaktır.
Ama hangi ABD'nin, mesele orada!
ABD Başkanı
Biden ile
Netanyahu arasındaki "ihtilafın" sonucu, hangi
ABD'nin mahkeme üzerinde etkili olacağını
ortaya koyacaktır.
İhtilaf dediğim, Gazze soykırımının yönteminden kaynaklanıyor... Biden, mahut soykırımın çevreye rahatsızlık vermeden yani uluslararası toplumu olabildiğince rahatsız etmeden yapılmasını istedi. Netanyahu bu tür "hassasiyetlere" hiç riayet etmedi.
Bu da doğal olarak, İsrail'in hamisi ABD'nin tüm dünyada prestijini sarstı.
Biden, "Bu savcı Hamas ve İsrail'i aynı anda anarak neyi ima etmek istiyor bilmiyorum ama açık olayım: Hiçbir benzerlik yok! ABD, İsrail'in yanında olacaktır..." gibi bir açıklama yaptı.
Takdir edersiniz ki Netanyahu'yu tatmin edici olmaktan çok uzak bir açıklama bu.
Her şeyden evvel, Netanyahu'nun yargılanmasına veya "yakalama kararına" karşı çıkmıyor; "İsrail ile Hamas'ı bir tutmak çok yanlış" diyor. (Ki, istemeden de olsa hakikati söylüyor. Soykırım yapan İsrail ile soykırıma maruz kalan Gazze halkının direniş örgütü Hamas'ı bir tutmak, cellat ile mazlumu bir tutmaktan farksızdır.)
Biden, İsrail lobisine rağmen istese de daha fazlasını söyleyemez. Fakat Demokrat Parti'nin tabanının ve entelijansiyasının Gazze soykırımına tepkisine de kulaklarını hepten tıkayamaz.
Netanyahu için tatmin edici açıklama ABD'li Senatör
Lindsey Graham'dan geldi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin söz konusu kararıyla ilgili senatoda yaptığı konuşmada, "Eğer İsrail'e bunu yaparlarsa, sıradaki biz olacağız. Bu grup, Afganistan'daki askerlerimizin peşine düşmeye çalışmıştı, fakat akıl galip gelmişti..." dedi.
Nasıl?
Tevekkeli "Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler" dememişler.
Bu adam Türkiye'de siyaset yapsaydı, kuvvetle muhtemel Starbucks'ın önünde kahve içer, boykot yapanlara da "salak" derdi.