Yüksek kur ve enflasyona biricik çare olarak "Faizleri yükseltin" deyip durdular. Faizler yükseldi, lakin öngörüleri tutmadı. Bu sefer de yeterli düzeyde yükseltilmedi dediler.
Faizler tekrar ve tekrar yükseltildi... Sonuç?
***
Faiz yükseltmek çare olsaydı, faizlerin yüzde 97'ye çıkartıldığı
Arjantin'de kur ve enflasyon düşmek yerine ikiye katlanmazdı.
Bakın işte dünyanın en büyük bankası ve yatırım şirketi
JPMorgan Chase'den
Jack Manley de yüksek faizlerin enflasyonu azdırdığını söyledi.
Ne olacak şimdi?
Sanıyor musunuz ki Ortodoks iktisadi amentülerini zerre miskali sorgularlar.
Nerdeee!
"Ortodoks iktisat bükücü" laflar ettiği için (Post-Keynesyen yaklaşıma sahip ekonomistlerden)
İlhan Döğüş'ü bloklayan zihniyetten söz ediyoruz.
Gerçi İlhan hocanın da suçu az değildi. "Tasarruf ile yatırım arasındaki ilişki, ana akım yaklaşımın iddia ettiğinin aksine yatırımdan tasarrufa doğrudur; tasarruf sonuçtur..." ifadesiyle "Ortodoks iktisadi imanlarını" sarsmıştı.
Takdir edersiniz ki, mezkûr yaklaşım, Ortodoks ekonomik politikalara iman edenlere "Faiz sebep, enflasyon sonuç" sözü kadar uzaktı.
***
Sayın Berat Albayrak Enerji Bakanlığı döneminde nerde doğalgaz/petrol yok dedilerse ilkin oradan aramaya başladı.
Hülasa, enerji alanındaki tüm "Ortodoks" alışkanlıklara karşı çıkarak gerçekleştirdiği "devrim" niteliğindeki atılımlarla Türkiye'ye herkesin malumu katkıyı sağladı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde de "Ortodoks iktisadi amentülerin" aksine hareket ettiği için harici ve dahili tüm bedhahlar birlik olup fasılasız itibarsızlaştırma kampanyası yaptılar.
Sonuç itibariyle istedikleri oldu, Ortodoks politikalara dönüldü.
Sevindiler, umutlandılar. Hatta Sayın Bakan Şimşek'i geçtiğimiz yerel seçimlerde
AK Parti'yi desteklediği için acayip yadsıdılar.
Seçimlerin ardından bakıyorum da en çok bunlar ve bunlarla aynı dalga boyundakiler konuşuyor.
Halbuki,
Yeniden Refah Partisi aldığı oyların zekatını verse, bunların destekledikleri
Gelecek ve
Deva partilerinin aldığı oydan fazla olur.
Anlaşılan o ki bizzat destekledikleri mezkûr partilere de oy vermediler.
Merhum babasına karşı oldukları adamın partisine (
Yeniden Refah Partisi'ne) elleri kırılsa da oy vermeyeceklerine göre
CHP'ye mührü basmışlardır.
Bunda da şaşılacak bir şey yok.
Söylenmesi gerekeni 2019 seçimlerinin ardından bizzat dile getirmiştim: Bundan kelli AK Parti'nin karşısında rakip olarak CHP değil, CHP adı altında AKP olacaktır. (Başka zaman mufassal anlatırım.)
Öyle de oldu.
***
Eleştiri yalpalamanıza neden olmasın, dengenizi bozmasın ama her eleştiriye de kulak kabartmayı ihmal etmeyin.
En maksatlısını bile teşrih masasına yatırın. Hakikat içeren bir kelimesi dahi varsa istifade etmeye bakın.
Bu şuna benziyor veya şunun ağzıyla konuşuyor gibi yaklaşımlarla kimseyi peşinen mahkûm etmeyin. Eleştirilerden değil methiyelerden çekinin.
Böyle diyorum ama bazılarının eleştirilerine tahammül etmek gerçekten de kolay değil.
İçlerinde en makul olanı
Fehmi Bey'i "
Fonlu Ruşen"in programında dinlemeye çalıştım, bir türlü başaramadım.
Fehmi Bey fabrika ayarlarına uygun bıyık bırakmış, vatana millete hayırlı olsun.
Ne ki, dinlenilir olmaya bıyık da yetmiyor.