Tarihin gördüğü en azgın sosyopatlardan biriydi. Seri katil ve cinsi sapıklığın önde gidenlerindendi. Hunharca öldürdüğü kadın sayısı kendi itirafına göre 30'du; lakin polise göre bu sayının birkaç katı kurbanı vardı.
Son derece sinsi ve kurnazdı. Bazen polis kılığına girerek, bazen de yardıma muhtaç duruma bürünüp kurbanlarının merhametine hitap ederek planını uygulardı. Yakalandıktan sonra iki kez firar etti. Bir defasında hapishanenin baş gardiyanının evine kadar tünel kazarak kaçtı. Sonra da şeklini şemailini ve adını değiştirip kalabalıklara karıştı. Ne ki kadın cinayetleri işlemeye devam etti. En sonunda tekrar yakalandı ve idam edildi.
Evet, bu meşhur seri katil Ted Bundy'den başkası değildi.
İdamından önce yaptığı açıklamada mazbut bir ailede büyüdüğünü, en küçük suça bile bulaşmadığını, hülasa "pornografik şiddete" doğuştan meyyal olmadığını dile getirmişti. Pornografi izleyerek bağımlı hale geldiğini ifade ettikten sonra da "Bir şeye bağımlı olursan onu çok yapmak istersin..." demişti. Hapishanede kaldığı 10 yıl boyunca şiddete eğilimli olanların hepsinde pornografiye karşı derin bir ilgi olduğunu gözlemlediğini söylemişti. Hülasa, seri katiller arasında en yaygın ilgi alanının pornografi olduğunu iddia etmişti.
Peki, şiddete meyyal ırkçıların ve zenofobiklerin en yaygın ilgi alanı nedir?
***
İşin en ilginç yanı, yargılandığı süre boyunca yüzlerce kadın Ted Bundy'ye âşık olmuştu. Duruşmalara katılan genç kızlar arasında ilgisini çekmek için eski sevgilisi gibi saçlarını boyayıp tarayanlar bile vardı. Zaten o da bu hayranlarından biriyle hapishanede evlenmiş, bir kız çocuğu sahibi olmuştu.
Ted Bundy itibarlı üniversitelerde hukuk ve psikoloji okumuştu. Benzetmek gibi olmasın ama Ümit Özdağ'dan daha az kültürlü değildi.
"Benzetmek gibi olmasın" dedim ama zaten hiç benzemiyorlardı. Ted Bundy her şeyden evvel politikayla ilgili değildi. Belki politikayla ilgilenseydi kadın cinayetleri işlemeyebilirdi. En fazla ırkçıları ve zenofobikleri taklaya getirmeye çalışırdı.
Ted Bundy gençti, kibardı, oldukça etkileyici konuşuyordu. Kadınların ilgisini çekecek kadar da yakışıklıydı.
Ne ki bütün bunlar onca kadını akıl almaz işkencelerle öldüren bu canavarı hiçbir kadının arzulamasını izah etmeye yetmezdi.
Neyse ki bilim imdada yetişti; mahut cinsel sapkınlığa "hibristofili" adını verdi.
***
Ted Bundy de hayranları da münferit değildi. Mesela, 2023 yapımı "Les chambres rouges" adlı film, ergen kız çocuklarına tecavüz edip öldüren seri katil Ludovic Chevalier'e hayran ve âşık olan kadınları konu edinir.
Üstelik, Ludovic öyle Ted gibi kadınların ilgisini çekebilecek bir tip değildi.
Demek ki, psikolojide "parafili" olarak tanımlanan cinsel sapkınlığa düçar olmuşlardı.
Soru şudur:
"Gazze'de öldürecek Filistinli bebek arıyorum..." diyen İsrail'in işgalci terörist askerlerini savunacak kadar İsrail'in katliamlarına hayranlık duyan sosyal medyadaki şebekler ne tür bir sapıklığa düçar olmuşlardır?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Salih Tuna | Bu sapıklığın adı var mı?