Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Nereden nereye

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Balkan ülkelerine yaptığı bir ziyarette Turgut Özal'a aktivist bir arkadaşımızın bölgeden kritik bilgiler arz ettiğine tanık olan Semra Özal hayretle sorar: "Bizim istihbaratımız bunları neden anlatmıyor?.."
Turgut Özal anında cevaplar: "Bizimkiler ancak bu vatansever gençleri takip etmeyi bilir..."
İmdi, efsaneyi hatırlamanın tam vaktidir: Eski MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu, "Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım" demişti. "Bir CIA yetkilisi gelse, 'Beni Sinop'a götür' dese onu oraya götürmekle memurum..."
Menderes döneminin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur da "Bizim Milli Emniyet Teşkilatımız elde ettiği bilgileri İngiliz ve Amerikan gizli servisleriyle paylaşıyor, karşılığında para alıyor..." demişti.
Milli Emniyet Teşkilatı, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra (1965'te) isim değişikliği marifetiyle MİT'e evrildi.

***

Demirel'in "Darbe hazırlıklarından bizi haberdar etmedi" diye yakındığı işte bu MİT idi.
Evet, MİT kendi başbakanına haber vermemişti ama para karşılığında hizmet verdiği CIA'nın 70'li yıllarda Türkiye şefliğini yapan Paul Henze, 12 Eylül 1980 darbesini, dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter'a "Bizim çocuklar başardı" diyerek müjdelemişti.
CIA ve MOSSAD özellikle Ortadoğu'da her daim birlikte çalışıyorlardı.
12 Mart Muhtırası'ndan sonra ülkemizde varlığını hissettirmeye başlayan MOSSAD ajanları, 1993'te toplumsal fay hatlarında onarılmaz yaralar açan Uğur Mumcu cinayetini işleyip ellerini kollarını sallayarak Türkiye'den İsrail'e uçmuşlardı.
Eski Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'i de Uğur Mumcu'yla aynı yıl içinde katletmişlerdi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan dönemiyle birlikte MİT'in özde de millilik süreci başlamıştır.
MİT zaten bundan sebep, FETÖ'nün MİT TIR'ları kumpasına öz vatanında maruz kalmıştır.
Dönemin İsrail Başbakanı Barak, MİT Müsteşarı görevini yaptığı dönemde Hakan Fidan için "İran ajanıdır, tehlikeli bir adamdır..." dedikten sonra, kimi önemli sırların her an İran'ın eline geçebileceği endişesinden bahsetmişti.
Bu aynı zamanda MİT ile MOSSAD'ın vaktiyle ne denli iç içe geçmiş olduğunun da itirafıydı.
Barak'ın, çiçeği burnunda Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'a "İran ajanı" demesine bakmayın. İsrail tıpkı FETÖ'cüler gibi kendilerine rahatsızlık veren herkesi "İran'ın adamı" veya "İrancı" gibi yaftalarla ötekileştirmeye ve hatta hedef saptırmaya çalışmıştır.

***

Şükür ki şükür devir değişmiş, MİT, MOSSAD'a tek yanlı hizmet vermekten, MOSSAD'a operasyon yapabilecek aşamaya gelmiştir.
Mesela, İsrail'in o meşhur Demir Kubbe'sini hack'leyen dâhi yazılımcı Filistinli Omar A.'yı, 2020'de geldiği Türkiye'den 2022'de Malezya'ya kaçıran MOSSAD'ın elinden kurtarmıştır.
Hatırlarsanız...
Wall Street Journal gazetesi bir ay önceki bir haberinde MOSSAD'ın Lübnan, Türkiye ve Katar'da Hamas üyelerini hedef alacağını yazmıştı. MİT kaynakları da uluslararası basında yer alan bu haber üzerine İsrailli yetkililere gerekli uyarılar yapıldığını, yasadışı faaliyetlere izin verilmeyeceğini dile getirmişti.
MOSSAD dediğini Lübnan'da yaptı. Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarını katletti.
Lakin, MİT de dediğini yaptı. MOSSAD ajanlarının Türkiye'de Filistinlilere yönelik saldırılarda kullanmak üzere kafaladığı 34 kişiyi gözaltına aldı.
Şayet Erdoğan dönemi olmasaydı veya Hamas'a "terör örgütü" diyen Özel'in CHP'si iktidarda olsaydı, MOSSAD'a operasyon yapmak söz konusu olamazdı.
Tam aksine, MİT (eski günlerdeki gibi) MOSSAD'la işbirliği içinde Gazze'deki soykırımı protesto edenlere kuvvetle muhtemel operasyon düzenlerdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA