Akademya makulesi, sanatçı güruh ve sömürge aydınlarında değişen bir şey yok.
Nasıl ki Gazze'de binlerce çocuğun öldürülmesine sessiz kaldılar, Mehmetçiğin şehadetine de sessiz kaldılar.
Aynı kahrolası sessizlik, aynı sükût suikastı.
İsrail'in naklen soykırım suçu işlediği Gazze'ye duyarsız kalma "gerekçelerini" orda burda dillendiriyorlardı. Gerçi açıktan açığa İsrail'in yanında olanları da yok değildi. Lakin meşruiyet belasına çokluk "gerekçe" uydurmayı marifet sanıyordu.
Neler döktürüyorlardı şöyle bir hatırlayalım:
Mesela, "Araplar bizi arkamızdan vurdu" diyorlardı. Mesela, "Filistinliler Yahudilere toprak sattılar" diyorlardı. Mesela, "Ben Türk'üm, Filistin diye bir davam yok" diyorlardı...
Peki, Mehmetçiğin şehadetine sessiz kalmalarının gerekçesi nedir?
"Mehmetçik toprak sattı" veya "Mehmetçik bizi sırtımızdan vurdu" veya "Bizim Türkiye diye bir davamız yok" diyecek hâlleri yok.
***
Sahi hangi "gerekçeye" sığınarak Mehmetçiği şehit eden PKK'ya tepki göstermiyorlar?***
Türkiye'ye ne kadar karşı çıkarlarsa Batı'da önlerinin o kadar açılacağını, itibar göreceklerini, prim yapacaklarını, yükseleceklerini, daha çok kazanacaklarını biliyorlar.