Bir grup ilk mektep çocuğu, okul dönüşü birbirleriyle konuşurlarken kulak misafiri oldum. İçlerinden biri "Ben 25 kiloluk çocuktan dayak yemem..." deyince, diğeri anında "Büyük konuşma oğlum" dedi, "İlyas diye bağırtırım bak..."
Sonra da hep birlikte gülüştüler.
Kilo alegorisinden de anlaşılacağı üzre 120 kiloluk sosyal medya fenomeni ve vücut geliştirme koçu ile 70 kiloluk MMA dövüşçüsünün malum sokak kavgasının ilk mektep çocuklarına varıncaya kadar her yerde konuşulduğunun göstergesiydi bu.
Umarım çocuklarda etkisi böyle dalga geçmenin ötesine geçmez. O lümpenlere özenip de maazallah kendi aralarında kavgaya tutuşmazlar.
Söz konusu kavga videoları rekor kırmış; 13 milyon izlendiği söyleniyor.
Yine de Kılıçdaroğlu'nun rekorunu egale edebilmiş değiller.
Zira, seçimden önce çektiği Alevi olduğuna dair video 5 günde 30 milyondan fazla izlenmişti. Messi'nin kupa kaldırdığı videoyu bile geçmişti yani.
Kılıçdaroğlu katıldığı bir başka sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur'un programında da milyonlarca izlenmişti. Gerçi o programa katılan Davutoğlu ve Babacan da (Kılıçdaroğlu kadar olmasa da) bir hayli izlenmişti. Karşılığında da CHP'den iki düzineden fazla milletvekili götürmüşlerdi.
Kılıçdaroğlu mu?
Garibimin kazancı maruz kaldığı "nefret" ve "hakaret" oldu sadece. (Sizi bilmem ama bende acayip merhamet hissi uyandırıyor!)
Seçim döneminde sağına soluna aldığı cumhurbaşkanı yardımcısı adaylarından (İmamoğlu Ekrem, Mansur Yavaş) masa müttefiklerine kadar hepsi dirsek vuruyor.
Dahası, sabah erken kalkan ona saldırıyor.
Doğru dürüst sahip çıkanı da yok. Eskiden Engin Özkoç vardı, onun da sesi çıkmıyor. (Bilmiyorum, belki o da "istifasını" isteyenlerden olmuştur.)
Hâl böyle olunca, "Kurtlukta düşeni yemek kanundur" misali, Akşener de demediğini bırakmıyor.
Hanımefendi zehir içmişmiş!.. Halbuki, seçimden önce Kılıçdaroğlu'na "Siz önden buyurun Sayın Cumhurbaşkanım..." diye şirinlikler yaparken hiç de zehir içmiş gibi bir hâli yoktu.
Muhalif yazarçizerler de seçimden önce izlenme oranlarına ve anketlere bakarak Kılıçdaroğlu'na güzelleme yarışına girişmişlerdi. Bugünlerde "yüzsüz" deyip duruyorlar.
Kılıçdaroğlu çukurda da Akşener fezada mı sanki. Allah'ın her günü masadan kalktığının hesabını ayrı ödüyor, tekrar oturmasını ayrı!
Babacan ve Davutoğlu'nun "çilesi" de çekilecek şey değil. Gün geçmiyor ki CHP'lilerin "Siz önce partimizden aldığınız vekillerin hesabını verin..." tepkisiyle karşılaşmasınlar!
En kötüsü de muhalif yazarçizerlerin hâl-i pürmelali.
"Yankı odalarındaki" konforlarını biraz bozup da seçim yenilgisinden zerre miskali sorumluluk almayı akıllarına getirmiyorlar.
Hâliyle "değer kriterleri" de hiç değişmiyor!
O hâlde hatırlatayım: İzlenme rekoru hâlâ Kılıçdaroğlu'nda, o kadar da şey yapmasınlar.