Ortodoks ekonomistlerimiz, maşallah, her halükârda ezberlerinden şaşmıyorlar.
Malumunuz, yüksek kur ve enflasyona yegâne çare olarak matine-suare "Faizleri yükseltin" deyip durdular.
Faizler yükseldi; lakin öngörüleri tutmadı.
Ne yaptılar biliyor musunuz?
Burunlarından kıl aldırmadılar. "Ama faizler yeterli düzeyde yükseltilmedi ki..." dediler iyi mi?
Bizimki de saflık.
Ne yani, "Bizim 'teoride' bir yanlışlık olmasın!" yollu kendilerini sorgulayacak değillerdi ya.
Faizlerin iki kattan fazla artırılıp yüzde 97'ye çıkarıldığı Arjantin'de kur ve enflasyonun düşmek yerine ikiye katlandığını bildikleri hâlde "mahut iktisadi amentüleri" zerre miskali sarsılmadı, şimdi mi sarsılacak!
İçlerinde mebzul miktarda "yeminli Erdoğan düşmanları" var. Oldukça da komikler.
Hülasa edecek olursak söyledikleri şu:
"Faizler artırıldı ama Erdoğan gönüllü değildi. 'Kabullendi' sadece. Onun için de piyasada tam güven sağlanamadı..."
Komikler dedim ya.

***

Ortodoks iktisadi görüşlerinin sorgulanmasına neden olabilecek hiçbir söyleme de tahammülleri yok.
O kadar ki, pandemiden Ukrayna savaşına kadar "ekonomik krize" neden olan diğer faktörlerin dillendirilmesinden bile rahatsız oluyorlar.
"Para politikalarının" dışındaki faktörlere vurgu yapılmasını zinhar "caiz" görmüyorlar.
Aynı şeyleri söylemeyi marifet sandıkları gibi farklı yaklaşımları da yok sayıyorlar.
Mesela, yazılarını ve katıldığı sosyal medya programlarını ilgiyle takip ettiğim İlhan Döğüş'ü bloklamışlar.
Neden acaba?
"Tasarruf ile yatırım arasındaki ilişki, ana akım yaklaşımın iddia ettiğinin aksine yatırımdan tasarrufa doğrudur; tasarruf sonuçtur..." dediği için mi?
Doğrusunu isterseniz, bundan rahatsızlık duymakta haksız da sayılmazlar.
Zira "Ortodoks iktisadi imanlarına" çok aykırı bir yaklaşım bu. "Faiz sebep, enflasyon sonuç" sözü kadar aykırı.

***

İlhan Döğüş, "Tasarruf açığımız var, o nedenle cari açık veriyoruz; cari açığı azaltmamız için harcamalarımızı kısmalıyız" diyenlerin "yatırım harcamalarının tasarrufları yarattığını" anlamadıklarını ifade ediyor.
Gördüğünüz gibi "aykırılıkta" sınır tanımıyor. (İyi ki de tanımıyor.)
Erol Katırcıoğlu'nun demesine göre İlhan Hoca'yı bloklamışlar. E tabii Ortodoks iktisatçılarımız "imanlarını" tartışmaya açacak değillerdi ya.
Kaldı ki İlhan Döğüş'ün "suçu" bununla da sınırlı değil. KKM'nin (Kur Korumalı Mevduat) bütçeye yük olmadığını da savunuyor.
Şu ifade onun: "KKM, dolarizasyonu durdurarak, fiyatlamaları normalleştirme yoluyla ekonomik sirkülasyonu yeniden başlatarak bütçe açığını azalttı..."
Yanlış anlaşılmasın, İlhan Döğüş iktidar yanlısı falan değil. "Tam istihdamı" savunan Post-Keynesyen yaklaşıma sahip bir ekonomistimiz.
O değil de, Ortodoks ekonomistlerimizden birinin geçenlerde bir yandan "KKM bizi mahvetti" derken, bir yandan da "Bu mevduatları korumalıyız" demesi yok mu!
Ahmaklık tükenmiyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz