Cenaze evlerinde yana yakıla ağlayan, saç baş yolan kimi kadınlar yaktıkları ağıdın tam ortasında, evin bir köşesinde birdenbire dikkatlerini çeken bir eşya için (mesela) "Şunu alın ordan, düşüp kırılacak şimdi..." diye uyarırlar, hemen ardından da ağıtlarına kaldıkları yerden salya sümük devam ederlerdi.
Çocuktum, bu denli ani duygu geçişlerini nasıl başardıklarına hayret ederdim.
Hayır, "profesyonel ağlayıcılar" veya "kiralık gözyaşları" değillerdi.
Bunlardan yok demiyorum. Dernekleri bile vardı aklımda kaldığı kadarıyla. Hatta şimdi adını getiremedim ama cenaze evlerinde ağlayıcı kadınlarla ilgili bir Türk filmi izlemiştim.
Ne ki çocukluğumda muttali olduğum kadınların bunlarla uzaktan yakından alakası yoktu. Gerçekten/içtenlikle ağlarlardı.
Sorunları dikkat dağınıklığı veya hiperaktiflik miydi? Belki de ikisi birdendi, bilemiyorum.
Nereden mi icap etti?
Muhalif güruhun seçim sonrası hâlleri, çocukluğumda muttali olduğum o kadınları çağrıştırdı da ondan.
Neden kazanamadıklarına dair birbirlerini suçluyor, adeta ağlaşıyorlar. Koro halinde "Değişim şart" diyorlar. (Sadece kimin değişmesi gerektiği konusunda anlaşamıyorlar. Kılıçdaroğlu da İmamoğlu da kendilerinin dışında herkesin ve her şeyin değişebileceği konusunda hemfikirler. Fikir ayrılıklarının temelinde bu var.)
Hülasa, seçimi kaybettikleri için dizlerini dövüyorlar. "Bizden adam olmaz" yollu ağıtlar yakıyorlar.
Fakat, mahut "özeleştirilerinin" tam ortasında AK Parti'nin sandıkları çaldığını, montaj kaset falan yaptığını iddia ediyorlar.
Çok garip çok.
Seçim yenilgisine çözüm arayışı olarak sen kalk matine-suare "değişimden" bahset, sonra da birdenbire seçim yenilgisini AK Parti'ye bağla!
Nedir bu, anlayanınız varsa beri gelsin.
Dikkat dağınıklığı mıdır yoksa bölmeli kafa yapısının marifeti mi?
Gelgelelim, "terlikçiler" bunlara müstahak. AK Parti'ye nazaran bunları "tuvalet terliği" mesabesinde gördükleri için oy vermemişler miydi zaten!
İsmet Özel'den okuduğuma göre, Mısır'da "Amerika'ya terlik olarak gitmeye razıyım" mealinde bir söz varmış.
Demek ki nerede olursa olsun "terlikçi" familyası değişmiyor.
Mısır'da yaşamaktansa Amerika'da terlik olmayı tercih edecek Mısırlı kafa ile bizdeki terlikçilerin ortak özellikleri, alinasyonla malul olmaktan ibaret.
Terliğe benzeyen tek hücreli "terliksi hayvanlar" gibi terlikçiler de asidik ortamlara düşkün müdürler, bilmiyorum.
Benim bildiğim, terliksi hayvanların derin ağızsal boşlukları vardır.
Terlikçilerin ağızlarında da her türlü aptallığın sığabileceği derin boşlukların olduğu muhakkak.