Işıklar içinde yatası Ecevit, miting meydanlarında hançeresini yırtarcasına söz veriyor, yurdum insanı da umut doluyordu. Şehrin duvarlarını "Umudumuz Ecevit" yazıları süslüyor, "Halkçı Ecevit" sloganları her yerde yükseliyordu. Köylüsü kentlisi, dindarı seküleri herkes ona inanmıştı.
O kadar ki, ömrü Menderes'e ağlamakla geçen, CHP'yi "dinsiz" belleyen, üç ayları sektirmeden tutan ve abdestsiz yere basmayan merhume Selvinaz Hanım teyzenin bile gönlünü kazanmıştı. CHP Genel Başkanı Ecevit (nam-ı diğer, Karaoğlan) gerçekten de müthiş bir atmosfer oluşturmuştu.
12 Eylül öncesiydi, henüz ilk mektep talebesiydim. Nasıl heyecanlanmıştım anlatamam!.. Memurdu babam, ay sonunu zor getiriyorduk. Hiç değilse şu bitmez tükenmez ev kirasından kurtulacaktık. Çünkü abilerimiz, "Ecevit'in iktidarında herkesin oturduğu ev kendisinin olacak" diyorlardı.
Ecevit geldi. Çok geçmeden kendimizi tüp gaz ve yağ kuyruklarında bulduk. Yetmezmiş gibi ev sahibi de kiraya zam yaptı. Selvinaz Hanım teyze mi?.. Uzun süre ağzını bıçak açmadı. Sonra da "Elim kırılsaydı da oy vermeseydim!" demeye başladı. Hülasa, "Umudumuz Ecevit" iktidar olmuş, milletçe kemer sıkmaya başlamıştık.
Neden mi?
Dönemin Başbakanı Ecevit enkaz devralmıştı. Öyle diyordu. Dahası, "ENKAZ DEVRALDIK!" diyor, başka da bir şey demiyordu. Yani, iktidar olana kadar her şeyi yapacağına dair söz veren kahraman (Karaoğlan) gitmiş, yerine çaresizliğine bir önceki iktidarı bahane gösteren "ezik" bir adam gelmişti.
Sonra bu hep böyle devam etti. CHP demek, işbaşı yaptığı andan itibaren "Enkaz devraldık" bahanesine sığınmak demekti.
Bu bakımından, Ekrem İmamoğlu, CHP'de orijinaldir. "Enkaz devraldık" demedi. Aksine, kendisinden önce yapılanları sahiplendi; "Ben yaptım" dedi. Ayrıca, "temel atmama töreni" gibi orijinalliklere de imza attı. Bir de "İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına söz veriyorum, kazandıktan sonra kimseyi işten çıkarmayacağım" dedi. İlk iş olarak da 15 bin İBB çalışanını adeta bir enkaz gibi kapının önüne koydu.
Şimdi de CHP İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu bol bol söz veriyor. Hatta "Sana söz" kampanyaları düzenliyor. Bana sadece bir söz versin yeter! Seçilirse "Enkaz devraldık" diyecek mi demeyecek mi?
Bakınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan (kişi başına düşen milli gelir bakımından) 3 bin dolarlardan devraldığı Türkiye'yi bugün itibarıyla 10 bin dolar seviyesine yükseltti.
Bu süre zarfında kumpaslar, ekonomik ambargolar, Gezi kalkışması, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi, 2 yıl süren pandemi, bütün dünyada yaşanan ekonomik darboğaz ve en son olarak da Türkiye'nin neredeyse 4'te 1'ini yıkan depremler yaşandığı halde yılmadı, yıkılmadı, ümitsizliğe kapılmadı. Bir kez olsun "Kemerleri sıkacağız" demedi. Tam aksine asgari ücrete ve emekliye zam yaptı.
CHP İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, "Sana söz, bahar gelecek" diyor ya; tamam, PKK ve FETÖ için baharın geleceği kesin. Ya memleket için? Hayır yani, "Bahar gelecek" diye diye iktidara gelip de yaz aylarımızı da kışa çevirmesin!
Televizyoncu arkadaşlardan istirhamımdır. "Enkaz devraldık diyecek misiniz?" diye sorsunlar Kılıçdaroğlu'na. Ne cevap verecek çok merak ediyorum.