Ünlü nörobilimci ve felsefeci Sam Harris ile Noam Chomsky, "savaş etiği" ve "terörizm" gibi konuları içeren e-mailleşmelerinde bir noktada "niyet" kavramını tartışırlar.
Tartışma çok ilginçtir.
Harris, ABD'nin Ortadoğu ve Afrika'da yol açtığı sivil ölümlerin korkunç facialar olduğunu kabul etse de, ABD'nin bunları "isteyerek" yapmadığını savlar.
Yani, sivil zayiatların savaş koşullarında "istenmeyen sonuç" olarak ortaya çıktığını iddia eder.
Buradan hareketle de ABD'nin sebep olduğu sivil ölümlerin 11 Eylül gibi bile isteye sivilleri hedef alan terör saldırılarına nazaran ahlaken daha az kötü olduklarını dile getirir.
Lütfen dikkat:
ABD'nin Afganistan'dan Irak'a kadar yaptığı tüm işgalleri "yüce insanlık değerleri" ve "demokrasi götürmek" adına yaptığına inananlar varsa yazının burasında ayrılabilirler.
Zira...
Chomsky, Harris'e verdiği cevapta, ABD işgallerinin sivillerin ölümüne neden olmasının 11 Eylül'den "daha az kötü" olduğu görüşüne hiç mi hiç katılmıyor.
ABD'nin "müdahale" ettiği bölgelerde sivilleri bile isteye öldürme niyeti taşımadığını kabul eden Chomsky, yine de sivillerin öleceğini bildikleri halde bunu dikkate almamalarının, ahlaken sivilleri bile isteye öldürmekten daha kötü bir şey olabileceğini ileri sürüyor.
Çünkü 11 Eylül gibi doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda, en azından sivillerin "insanlığı" tanınıyor ve o "insanlığa" saldırılıyor. Yani, bilerek/ farkında olarak/taammüden insanın yaşam hakkına saldırılmış oluyor.
Buna mukabil...
ABD işgalleri sırasında öleceği bilinen sayısız sivilin "insanlığı" dikkate bile alınmıyor.
O kadar ki...
Chomsky'nin ifadesiyle, yolda yürürken ezdiğimiz karıncalar gibi bir duruma indirgeniyor bu insanlar.
Hülasa...
Matematikte ihmal edilen sayılar gibi ABD ölümüne neden olduğu sivillerin insanlıklarını ihmal etmiş oluyor.
Hiç böyle olmasaydı, ilaç ambargosu yüzünden milyonlarca Iraklı çocuğun ölümüne neden olabilirler miydi?
Hem de tüm dünyanın gözü önünde.
İmdi, sözgelimi 50 insanı öldüren bir terör saldırısı ile 50 insanın ölümüne yol açan bir müteahhitlik "hatasını" (Chomsky'nin yaklaşımıyla) aynı şekilde karşılaştırabiliriz.
İnşa edilen binanın deprem bölgesindeki konumu, zemin durumu, malzemesi vs. düşünüldüğünde, olası bir depremde insanların ölebileceği biliniyorsa (veya öngörülüyorsa) ve buna rağmen müteahhit bunu göz ardı ediyorsa, o insanları "öldürme niyeti" olmaması, sadece ve sadece o insanları dikkate bile almadığını gösterir.
Bu da insan canına bile isteye kasteden bir terör saldırısından daha az sorgulanabilir fecaat değildir.