Sevgili Kılıçdaroğlu yarın bir basın toplantısı yaparak açık ve net bir şekilde cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklasa ne olur?
Aklı başında hiç kimse, borsa tepetaklak olur, dövizler yükselir, siyasi kriz çıkar demez değil mi?
Peki ne olur?
"Muhalif güruh" içinde üzülen çıkar mı mesela?
Benim tahminim, CHP içindeki Engin Özkoç veya Tuncay Özkan gibilerin dışında üzülen çıkmaz.
Malum 6'lı masa sakinlerinden Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ve diğeri (adı neydi?) üzülmek şöyle dursun, adeta bayram yaparlar.
Masa dışındaki muhaliflerden İBB Başkanı İmamoğlu da havalara uçar. (İmamoğlu mu Akşener mi daha çok sevinir, orasını tam kestiremiyorum.)
***
Bunlar bir ara, cumhurbaşkanı adayı masadan çıkacak demişlerdi.
Şayet sözlerinde dururlarsa ve Kılıçdaroğlu da aday olmazsa geriye kalan aday adayları belli.
Akşener hariç tabii. Malumunuz o "başbakan" olacaktı.
Ne kaldı geriye: Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu ve bir de o diğeri.
Ne ki, Davutoğlu aday olduğunu açıklasa Babacan isyan eder, Babacan aday olduğunu açıklasa Davutoğlu. Diğeri mi? Aday olduğunu açıklasa o dakka masadan kovarlar.
Elde kaldı Karamollaoğlu.
Bu durumda, 6'lı masanın adayı Karamollaoğlu seçilirse cumhurbaşkanı olur, memleketi yönetir. Daha önce ilan ettikleri gibi masanın diğer sakinleri (Davutoğlu, Babacan vesaire) de cumhurbaşkanını yönetir. "Erdoğan şeriat devleti kuracak" diye korkan Cindoruk'un da yüreğine su serpilir.
***
Cumhurbaşkanı adayı seçmekle iş bitmiyor ki. Nasıl yönetecekler, mesele orda.
En son "Birlikte yöneteceğiz" demişlerdi.
Yani, adayları yüzde 50 artı 1 oy alıp cumhurbaşkanı seçilirse Akşener, Davutoğlu ve Babacan'dan vs. aldığı direktifleri uygulayacaktı.
Lakin, hangi konularda kimin direktif vereceği belli değildi.
Kuvvetle muhtemel Akşener içişleri, Babacan ekonomi, Davutoğlu dışişleri, Karamollaoğlu da gençlik ve spor (hayat bir mucize) konularında direktif verecektir.
Peki Kılıçdaroğlu ne yapacak?
CHP Genel Başkanı olarak "Arkadaşlar lütfen müsaade edin de cumhurbaşkanını bir tur da ben yöneteyim" demeyecek mi?
En önemlisi de en çok direktif verme hakkı kimin olacak?
Aldıkları oy yüzdesiyle orantılı direktif verme hakkına hepsinden önce Davutoğlu itiraz eder, benden söylemesi. Bunu da "özgül ağırlık veya liyakat" üzerinden açıklamakta zorluk çekeceğini sanmam. Karamollaoğlu da "Oylarımın azlığına bakmayın, CHP'ye paratoner görevi yapıyorum; ben olmasam millet bu masayı dinsiz imansız olmakla suçlar" diyecektir.
Bir de şu var: Akşener'i kimse yönetmeyecek mi? Başbakan olacaktı ya hani, başbakanlık masadan bağımsızlığını mı ilan edecek, nasıl olacak?
Ne yapacaklarını şaşırmışlar!
"Köyden İndim Şehire" misali cumhurbaşkanı adayını define mesabesinde gördüklerinden midir nedir, "yönetme hakkını" sağlama almak için herkes gözüne kestirdiğine yatırım yapmaya başladı.
Baksanıza, mahkeme muhabbetini fırsata çeviren İBB Başkanı için Akşener nasıl da yollara düştü.