Malum 6'lı yuvarlak masa, muhalif heyecanı coşturacağına gitgide pörsütünce yeni bir ittifak doğdu.
Yani, "yeni muhalif masa" kuruluyor!
Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi ve Muharrem İnce'nin Memleket Partisi'nin yanı sıra Milli Yol Partisi, Doğru Parti ve Adalet Partisi yeni bir ittifak kurmaya karar verdiler.
İttifaklarının adı henüz belli değil ama çizgileri belli:
"Atatürk milliyetçiliği çizgisinde" ittifak yapacaklarmış!
Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama bu, "ilke" üzerinden ittifaktır. Burası çok önemli. Zira 6'lı masanın herhangi bir ilkesi yok.
Yegâne varlık sebepleri Erdoğan karşıtlığından ibaret.
O kadar ki, AK Parti Erdoğan'ın liderliğine ne kadar muhtaçsa, 6'lı yuvarlak masa da Erdoğan karşıtlığına o kadar muhtaç.
Gerçi, "ilke" üzerinden ittifak kurmaları mümkün değildi.
Mesela, "yurtseverlik çizgisinde" ittifak kursalardı masanın altı mesabesindeki HDP kabul etmezdi, "laikçilik çizgisinde" ittifak kursalar masanın üstü karışırdı... "Bağımsızlık çizgisinden" yürüselerdi Babacan'a çok ayıp olurdu, "LGBT'ye özgürlük" çizgisinden yürüseler Karamollaoğlu'na.
"Antiemperyalist çizgide" ittifak kursalardı bu sefer de ABD'nin desteğini alamaz, PKK ve FETÖ'nün umudu haline gelemezlerdi.
Uzun lafın kısası, öyle bir ittifak kurdular ki, isteseler de Erdoğan karşıtlığından başka "ilkeleri" olamazdı.
Hülasa, ilkesizliğe mahkûmdurlar.
Pragmatik amorf yapıları yüzünden onca zamandır sadra şifa tek bir şey ortaya koyamadılar.
Geçenlerde cumhurbaşkanı ve parti genel başkanlarının memleketi birlikte yönetmesini vazeden ucube bir "taslak" üretmişlerdi. Mehmet Uçum bunu sosyal medya hesabından, "Anayasayı açıkça ihlal edecek, sivil darbe yapılacak, dar bir kadro iktidar olacak, deniyor... Halk darbeye oy verir mi?" şeklinde değerlendirdi. Prof. Atilla Yayla da aynı görüşte olduğunu, "Halk oy verir mi vermez mi bilmem, ama yapılmak istenenin bir tür darbe olduğu, anayasaya aykırı ve kayıtdışı bir otorite yaratmak istendiği kesin gibi görünüyor..." diyerek ortaya koydu.
Bunca kelime yakmamın nedeni, "yeni muhalif ittifak" ibret alsın da 6'lı yuvarlak masanın akıbetine düçar olmasın diyedir.
Bir de en fazla 2 oturumun ardından cumhurbaşkanı adaylarını açıklasınlar.
Ne "Adayımızı açıklarsak yıpranır" desinler, ne de Akşener gibi partililerine cumhurbaşkanı adayı hakkında cümle kurmayı bile yasak etsinler.
Sakın ha!
Tam aksine voltran oluşturmak için 2 oturumdan sonra adaylarını açıklasınlar ki, efkârıumumiye "6'lı masanın aylarca yapamadığını adamlar şappadak yaptı" desin.
Şekil de önemli tabii... Malumunuz, çağımız imaj çağı. Yuvarlak masa kurup da 6'lı masa sakinlerine "Bizi taklit ediyorlar..." dedirtmesinler.
Kare masa kursunlar. Halka daha yakın olabilmek adına mümkünse okey masasına benzer masa örtüsünü de ihmal etmesinler.
Şu soruna da bir çözüm bulsunlar:
Zafer Partisi, Memleket Partisi, Milli Yol Partisi, Doğru Parti ve Adalet Partisi olmak üzere toplamda 5 parti olduğu için kare masada (masanın doğası gereği) bir parti dışarıda kalıyor.
Sevabıma iki önerim var: Biri, 6'lı masadaki HDP misali, partilerden biri dışarıdan desteklesin, masaya bilfiil oturmasın. Diğeri, nasıl ki futbolda bir takım haftayı bay geçiyor, 5 partiden biri dönüşümlü olarak haftayı bay geçebilir.
Muharrem İnce ve Ümit Özdağ'ın dışındaki 3 liderin adının bilinmemesi dezavantaj da olabilir avantaj da. Nereden baktığınıza bağlı. Yuvarlak masada sadece 1 partinin lideri bilinmiyor, kare masada 3 partinin...
Takdir edersiniz ki 3 her zaman 1'den büyüktür.