İktidara yakın kimi arkadaşlar, 6'lı masanın hazırladığı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği"ne burun kıvırdılar.
Sayın Cumhurbaşkanı da dün "ucube" olarak nitelendirdi.
Bana sorarsanız, 6'lı masa sakinlerinin konken partileri gibi boş beleş toplanıp dağılmalarından bir "ucube" de olsa hazırladıkları metin yeğdir.
Üstelik 150 sayfa, boru değil.
Tamam, hacmi bakımından Karamollaoğlu'nu uyutan bir metin ama Davutoğlu ve Babacan'ın yayın organındaki muhteremleri bayağı coşturmuş.
O kadar ki, "Demokrasiye Dönüş Programı" manşetini atmışlar.
Mefhumu muhalifinden gidecek olursak, "Demokrasiden zinhar çıkmışız" demektir.
Peki ne zaman çıkmışız?
Babacangillerin kavline göre, Abdullah Gül yerine Davutoğlu'nun AK Parti Genel Başkanlığı'na "atanarak" başbakanlık görevine getirilmesinden itibaren demokrasiden çıkmışızdır. Davutoğlugillere göre de başbakanlık görevinden Davutoğlu'nun alınmasıyla.
Her ikisi birden de olabilir.
Lakin, "demokrasi" Gül/Babacan kanadı için gerçekleştiğinde Davutoğlu için, Davutoğlu kanadı için gerçekleştiğinde de Gül/Babacan için yok oluyor, onu ne yapacağız?..
Neyse ki Erdoğan'a karşı muhalefet masasını şenlendirmeleri, birbirini nakzetmelerine şimdilik engel teşkil ediyor.
***
Muhteremler "Demokrasiye Dönüş Programı" manşeti attıklarına göre bir de şöyle soralım: "Türkiye'de demokrasi ne zaman vardı?"***
Bu muhteremlerin Taha Akyol'u da söz konusu metni öve öve bitiremiyor.
Neymiş efendim, "Demokrasiye Dönüş Programı" uygulanınca haliyle "yargı da bağımsız" olacakmış.
Hülasa, Taha Akyolgillerin "hukukun üstünlüğü" dediği dönem tekrar geri gelecekmiş. Marangoz yargı imamından aldıkları direktiflerle savcılar ve hâkimler "yargı dağıtıyorlardı" ya o dönem işte.
Bir de "kurumsal yönetime dönüş" olacakmış! Muhteremlerin vaktiyle benzerlerine "vesayet" tesmiye ettikleri yönetime yani.
Cumhurbaşkanını da halk seçmeyecek; makamında oturacak, etliye sütlüye de karışmayacak. Çok canı sıkılırsa, Ahmet Necdet Sezer gibi anayasa kitapçığı fırlatacak zahir.
Uzun lafın kısası, 6'lı masanın hazırladığı metin "ucube" mi değil mi bilmem, fakat yıpratılır bahanesiyle cumhurbaşkanı adaylarını açıklamamaları en sonunda masalarını "ucubeye" dönüştürdü.
Zaten İBB Başkanı İmamoğlu da halihazırdaki masanın "ucubeye" dönüşmesinden cesaret almasa "paralel masa" kurma faaliyetlerine başlamazdı.
Bilemiyorum, belki de, 6'lı masadan birileri cumhurbaşkanı adaylarını dayatmak için onu kullanıyorlar...
Kağnı gölgesini kendi gölgesi sananlar kadar kullanışlı kimse yoktur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz