Üniversite yıllarında tanıdım onu. İnşaatlarda çalışan, kavruk yüzlü, elleri nasırlı Mardinli bir Kürt'tü.
Herkes ona "Erbakancı" diyordu.
Bir akşam kahvehanede rastlayınca merakıma yenik düşüp sordum: "Neden sana Erbakancı diyorlar? Çok mu seviyorsun Erbakan'ı?"
Anlattı.
Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Erbakan'ın kim olduğunu bile adı "Erbakancı"ya çıktıktan sonra öğrenmişti... Küçük yaştan itibaren hiç kazaya bırakmadığı 5 vakit namazını inşaat işçisiyken de kılmayı sürdürmesinden sebep mezkûr "lakabı" takmışlardı.
"Öğrendin madem, nasıl biri bu Erbakan?" diye takıldım, "Bize de tavsiye eder misin Erbakancı olmayı?"
Namaz kılıyor musun anlamında, "Namaz var mı?" diye sordu gülerek. Ben de "Namaz kılmayınca Erbakancı olunamıyor mu?" dedim. "O kadarını ben bilmem!" dedi, "Sen okumuş insansın, bir şey soracağım: Neden Hoca diyorlar ona?"
Büyük bir bilim adamı/üniversite hocası olduğunu söyleyince, Mardinli "Erbakancı'nın" yüzüme nasıl bakakaldığını üzerinden onca yıl geçtiği halde hiç unutmadım.
O vakitler oluşturulan algının etkisiyle elif görse mertek sananlar bile Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı cami veya Kuran kursu hocası sanıp tahfif ederlerdi.
Hacıya hocaya "mürteci," bazen de "Erbakancı" damgası vururlardı.
Yaftaları, damgaları değişti ama ahmaklıkları baki kaldı.
Yazarçizerleri ve şebelek trolleri şimdilerde de AK Partilileri, "Siyasal İslamcı" tesmiye ederek akılları sıra "ötekileştirmeye" çalışıyorlar...
"İslamcıları" iktidardan düşüreceklermiş!
İyi de "İslamcı" kim ve nerede?
Geçenlerde bir sokak röportajına muttali oldum. Başörtülü genç bir kız, ekonomi üzerinden Erdoğan'ı ve iktidarı kötülemesi için açık başlı bir kadına mürebbiye edasıyla sorular yöneltti. Aldığı cevapları beğenmediği için hırçınlaştı, yine de istediği cevabı alamadı. Açık başlı kadıncağız zamlardan ve pahalılıktan kendisinin de memnun olmadığını ama iktidara güvendiğini, şimdiye değin ne demişlerse yaptıklarını, ekonomiyi de düzelteceklerine inandığını dile getirmekten vazgeçmedi.
Şimdi soralım: Bu örnekte "Siyasal İslamcı" kim oluyor?
Başına taktığı başörtüsüne özgürlük istediği için partisine "Laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle kapatma davası açılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kışkırtıcı sorular soran başörtülü o muhalif kız mı yoksa Erdoğan'ın iktidarını savunan başı açık o kadın mı?
Pardon, siz kimi iktidardan indirecektiniz?
Ve kimlerle?
Yani, Nevşin Mengü'leri "İslamcıların" iktidarından kim kurtaracak?
Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ve 2001'lerde Gül'ün ısrarıyla AK Parti kurucusu olmayı kabul ettikten sonra FETÖ'nün önerisiyle son anda bundan vazgeçtiği iddia edilen Akşener'le mi?
Hayır, Kılıçdaroğlu'yla olamaz.
Çünkü, Taraf gazetesi eski yazı işleri müdürü, günümüzün hızlı muhalifine (Y.O.) göre Kılıçdaroğlu "Hak ehli." Bir nevi "İslamcı" yani.
Bunu nereden mi çıkarıyor?
Şundan: "İmam-ı Şafi'ye sormuşlar: Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız? Demiş ki: Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür."
Yeni ve biraz da cıvık muhalifimiz de yememiş içmemiş Mehmet Ali Çelebi, Hulki Cevizoğlu, Onur Öymen ve Deniz Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal'ın oklarını takip etmiş. Bir de bakmış ki, bunların okları Kılıçdaroğlu'nun yeni CHP'sine saplanıyormuş!.. Oklar mı? Yeni CHP Atatürk'ün çizgisinden uzaklaşmış, laiklik krizleri çıkarmıyormuş, başörtüsü açılımı yapmış!..
Vatanımızın bekası için biz de okları takip ediyoruz...
Sınırlarımızın hemen ötesinde bize karşı tatbikat yapan, terör örgütlerine binlerce TIR silah veren müstevlilerin ve taşeronlarının (PKK/FETÖ) oklarını takip ediyoruz, bu da bizi Cumhur İttifakı'na götürüyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz