Hiçbir millet operasyona, kumpasa, darbeye bu denli fasılasız bir şekilde maruz kalmamıştır.
Yıllar yılı biri bitmeden diğeri başlıyor.
Mesela, 15 Temmuz'da böyle olmadı mı?
Gladyo saldırısını aziz milletimiz çıplak ellerle durdurdu, fakat hemen ardından "psikolojik harp" saldırısı geldi.
Düşünsenize, 252 canınız bu vatana can olmak için canını veriyor, birileri de bunu "tiyatro" tesmiye ediyor.
İnsanda sinir kalmaz!..
Şeytani algı faaliyetleriyle önce zemin hazırlıyorlar, ardından da envaiçeşit provokasyonlarla hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Üzerinde çalışmadıkları fay hattı veya asabiyet yok!
Muharrem ayının ilk gününde cemevlerine saldıracak kadar da tozuttular. Demek ki bir an önce hedeflerine ulaşmak için her yolu deneyecekler.
Kürt-Türk "çatışması" için zaten yapmadıkları melanet kalmadı, şükür ki elleri hep boş kaldı.
Lakin, vazgeçmediler; hem de kör parmağım gözüne.
O kadar ki, TRT Şeş adında Kürtçe yayın yapan devlet televizyonu olduğu halde, "Kürtçe şarkı söylediği için gözaltına alındı" şeklinde gündüz gözüyle algı faaliyeti yürüttüler.
İşin garibi...
Kürtçe konuşan bir vatandaşımızı, "Türkçe konuş! Ben Allah'ına kadar Türk'üm..." diyerek taciz edenler ile "Kürtçe müzik yapanları gözaltına alıyorlar!" yaygarası kopartanlar aynı çevrenin elemanları.
Hepsinin ortak noktası, Erdoğan düşmanlığı. FETÖ ve PKK da aynı dertten mustarip. Bilumum müstevliler de öyle; sadece Erdoğan'ın değil Türk'ün, "Türk'ün ruh kökünün" düşmanları.
Yanlış anlaşılmasın; "muhalif" olmak başka şey, "düşmanlık" başka şey.
Milliyetçiliği kimseye vermeyen Ümit Özdağ'a bakıyorsunuz; sonuç itibarıyla, onun da hedefi aynı.
"Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu ve Erdoğan ikinci tura kalırsa kimi desteklemeyi düşünüyorsunuz?" şeklindeki soruya, "Türkiye'nin Erdoğan'ı aşması için elimizden gelen her şeyi yapacağız..." cevabını veriyor.
ABD
Başkanı Biden, böylesi bir hedef doğrultusunda muhalefeti konsolide edeceklerini ilan etmemiş miydi?
Ümit Özdağ'ın milliyetçiliği, Biden'ın arzuladığı kıvamdan öteye geçmeli değil miydi?
Ne olacak yani; Kılıçdaroğlu başkan olacak, stratejik derinlikli dehasıyla Suriye'yi başımıza bela eden Davutoğlu dışişlerinden sorumlu başkan yardımcısı, Meclis'ten bir gecede bilmem kaç yasa çıkartan sömürge valisi edalı Kemal Derviş'in tilmizi olan "cari açıklar prensi" Babacan ekonomiden sorumlu başkan yardımcısı, Meral Akşener de içişlerinden sorumlu başkan yardımcısı olacak da Ümit Özdağ'ın başı göğe mi erecek?
FETÖ'nün bayram yapacağı böyle bir iktidar uğruna mı FETÖ'cülükle suçladığı Meral Hanım'ın partisinden ayrıldı?
Muhalif ol dibine kadar, ama kendin ol. En azından Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na, PKK veya FETÖ gibi düşman olma!
Ha, bu arada Ümit Özdağ'ın da hakkını teslim edelim:
"Suriyelileri davul zurnayla göndereceğiz" diyen Kılıçdaroğlu gibi milleti "avanak" yerine koymuyor.
Davul zurnayla gidecek olsalardı onca aşağılanmaya rağmen neden burada kalmaya devam etsinler?
Hayır yani nedir; "Bu ülkede çok şeyi gördük, bir de Kılıçdaroğlu'nun iktidar olduğunu görelim de gözümüz arkada kalmasın!" mı diyorlar?
Gitmek için neyi bekliyorlar, Kılıçdaroğlu'nun başkan olmasını mı?