Bunlar ne sanıyorlar, bilmiyorum. "AK Parti hatadan münezzehtir, her ne yapıyorsa doğru yapıyor!.." diye düşündüğümüzü mü?
Malum 6'lı masanın gülleri Davutoğlu ve Babacan, AK Parti'de en üst düzeyde görev yaptığı dönemde AK Parti'ye getirdiğimiz eleştiriler arşivdedir. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği dönemde de aynı şekilde.
Adı Taraf gazetesiyle özdeşleşen Ahmet Altan o vakitler, "Onun gibi bir lider var mı dünyada?" diyerek Erdoğan'ı yere göğe sığdıramıyordu.
Bıkmadan usanmadan "asrın lideri" şeklinde "ironi denemeleri" yapan Yılmaz Özdil bundan mı esinlenmiş, bilmiyorum. Benim bildiğim şudur: Bugün aynı saftadırlar! Bir farkla ki, Ahmet Altan henüz Yılmaz Özdil gibi Sedat Peker'in "kırmızı çizgisi" makamına yükselebilmiş değil.
Bunlar namuslu, ilkeli, dürüst gazeteciler oluyor. Ne diyelim, Allah daha beter etsin.
Konumuza dönecek olursak:
Gladyo/FETÖ "teknik nakavt" düzeyine ulaşınca tastamam kendi vesayetini yerleştirmek için güçlü lider/güçlü iktidar istemiyordu.
Haliyle 2011'den itibaren müstevlilerle eşzamanlı, "Erdoğan çok değişti" kampanyasını başlattılar.
***
Ne zaman ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı müstevliler topyekûn kara propagandaya başladı, "analiz/eleştiri" sürecinden "angajman" sürecine geçtik.***
Maksatları, mezkûr eleştirileri araçsallaştırmak "Erdoğan karşıtı tarikata" odun taşımak.
Odun yani mankurt.
Emperyal güçlerle işbirliği içinde, sahicilikten ve içtenlikten alabildiğine uzak sapık bir tarikat bu!
Avrupa'nın elden düşme ucuz politik söylemleri eşliğinde popülist muhalefet yapmayı marifet sanıyorlar.
Malum belediyeleri ele geçirdikleri şurada 3 yıl oldu, yapmadıkları rezillik kalmadı.
Yalandan başka da sadra şifa hiçbir şey ürettikleri yok!
Neyi eleştirdiyseler ziyadesiyle kendileri yaptılar, yapıyorlar. Nepotizm, kronizm, partizanlık, taciz, namussuzluk, rüşvet, yolsuzluk, ne ararsan!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz