Günün birinde herhangi bir "arşiv faresi" serlevhamızdan hareketle, "Akşener yandaşıydı" demez umarım.
"İroni" belasından böyle şeyler başıma çok geldi de, ondan söylüyorum.
Akıllandım mı peki?
Nerdeee!...
Doğrusunu isterseniz, "akıllanmak" da istemiyorum...
İçkimiz yok, kumarımız yok, şurda bir "ironi" zevkimiz var; "operasyon çocukları" yüzünden ondan da vazgeçecek değilim.
Kaldı ki, dangalaklar üzerinde işlem yapmak için "operasyon çocuklarının" bahaneye ihtiyaçları yok. Yalan dolan/ fabrikasyon ürünleri piyasada nasıl kapışılıyor görüyorsunuz.
Bu arada kaynamasın: Akşener gerçekten çok zeki bir siyasetçi.
(Not: Gülenler veya inanmayanlar burada ayrılabilirler. Biz "ciddi" okurlarla devam edeceğiz.)
***
İP Genel Başkanı Akşener her şeyden evvel 6'lı yuvarlak masayı avucunun içine almış oynatıyor.***
Uzun lafın kısası, Meral Hanım yaman çıktı. Abdullah Gül'ü, AK Parti mazisinden bitirdi, Kılıçdaroğlu'nu "Alevilik" üzerinden.
Bana sorarsanız, Ekrem İmamoğlu'nu da bitiren odur!
Geçen gün, "Sayın Erdoğan alsın seçim kararını. Diyelim ki aldı, üç ay sonra seçim var. Biz de pazartesi adayımızı açıklayalım..." demedi mi?
Kendi ağzıyla itiraf etti işte: Cumhurbaşkanı adaylarının "raf ömrü" veya "yıpratılma ömrü" üç ay.
Madem öyle İmamoğlu'nun günahı neydi?
Fatih Sultan Mehmed diyerek, yüzünde Rabbi Yessir gördüğünü söyleyerek aylar öncesinden neden onu öne sürdü?
Neden olacak, harcansın diye!
Sizin anlayacağınız, Ekrem Bey'i de zaafından vurdu. Zira, İBB Başkanı seçildiği günden beri gözünü cumhurbaşkanlığına diktiğini biliyordu.
Hülasa, meydan Akşener'e kaldı.
Gözün aydın Emre Uslu, Meral Hanım'dan cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasını bekliyordun, az kaldı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz