Rahmetli felsefe hocamız Buud Hayri Bey hâl hatırını soran bir arkadaşımıza, "İyiyim evladım, sen nasılsın, kendine zarar vermiyorsun değil mi?" demişti.
Şaşırmıştım!..
Acaba arkadaşımızın bizim bilmediğimiz bir sorunu mu vardı?
"Oğlum, neyin var senin?" dedim. "Hiçbir şeyim!" dedi. "Niye hoca sorunluymuşsun gibi sordu peki?" dedim. "Ne bileyim" dedi, "cins işte!"
Evet, Buud Hayri Bey oldukça "cinsti" ama "değişik" anlamında değil, zeki ve farklı anlamında. Eskilerin deyimiyle, "nevi şahsına münhasır" bir insandı.
Arkadaşımızın Müslüm Gürses hayranı olduğunu bildiğim için takıldım: "Hoca boş konuşmaz oğlum" dedim, "Belki de Müslüm Gürses konserlerinde kendine jilet attığını falan duymuştur..."
Alakası yoktu tabii. Dedim ya, takıldım sadece.
Gelgelelim, "Nasılsınız?.." diye soran herkese hocamızın aynı şekilde karşılık verdiğini sonradan fark ettim.
Bir gün cesaretimi toplayıp karşısına çıktım:
"Hocam" dedim, "Siz neden herkesin kendine zarar vereceğini düşünüyorsunuz?"
Yüzüme uzun uzun baktı:
"İnsan sadece kendine zarar verir evladım!" dedi, "İnsana başkasından zarar gelmez. Kendine zarar vermeyen kazançtadır..."
(..................)
Muhalif güruhun dolardaki muazzam düşüşün ardından sergilediği tutuma muttali olunca aklıma rahmetli hocamızın mezkûr sözü geldi.
Hatta tanıdık bir iki yazarçizer arkadaşı arayıp, "Kendine zarar vermiyorsun değil mi?" diye sormayı bir an için düşünmedim değil.
Sormadım. Fakat Şirin Payzın'a telefon mesafesinde olsaydım, kesinlikle sorardım. Zira o gece öyle bir "Dolar düştü!.." dedi ki son nefesini mi veriyor yoksa dolar bizzat içine mi düşüyor belli değildi.
***
Doların her yükselişinde adeta sevinç naraları atan, "Evinizi barkınızı satın, dolara yatırın" diye millete akıllar veren, ardından da "Dolar bilmem kaç oldu, batırdınız ülkeyi" diye timsah gözyaşları döken muhalif güruhun hâli pürmelali gerçekten de çok acıklıydı.***
İşin daha da tuhafı, Türkiye'nin başına ne zaman hangi felaket geldiyse umutlanıp coştular.