Koskoca adam gözümüzün önünde kendi kendini (hadi "çürütüyor" demeyeyim) yiyip bitiriyor.
Koskoca adam dediğim, cüssesi falan değil. Eski başbakan ya, ondan diyorum. Hem de 3 dönem. Baksanıza "62, 63, 64. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı" yazmış Twitter hesabına!
Evet, Davutoğlu'ndan söz ediyorum.
Son günlerdeki hâli, sizi bilmem ama beni endişelendirmeye başladı.
Yazık, gerçekten yazık!
Kendisinin de farkında değil artık. Hem de Bahçeli'yi Başkan Erdoğan ve AK Parti'ye "ihanet" edecek olmakla suçlayacak kadar!
Gerçi böyle olacağı belliydi.
AK Parti'nin 1 Kasım 2015'te aldığı yüzde 49.5 oyun kendisine verildiğini söylediğini işitince önce kulaklarıma inanamamış, sonra da "Eyvah, yuvarlanmaya başladı!.." diye hayıflanmıştım.
"CHP ile koalisyon yapmamıza izin verilseydi, 15 Temmuz yaşanmayacaktı" şeklindeki açıklamasına muttali olunca, "yuvarlanışını" durduramayacağımızı anladım.
Naçar, en yakın arkadaşlarına seslendim. Davutoğlu'na tabiri caizse sahip çıkmaları çağrısında bulundum.
"Arkadaşlarımız bazen zor dönemlerden geçebilirler, böylesi zamanlarda yardım elini uzatmalı, kötü gün dostu olmayız" dedim. "Belli ki arkadaşınız kötü günlerden geçiyor; kendi kendini iptizale uğratmasının başka bir izahı yok" dedim. Ve dilim döndüğünce daha bir sürü şey söyledim.
Tınmadılar...
Günahlarını almayayım; belki de hırs ve kin illeti (maazallah) Davutoğlu'nun gözlerine perde indirmiş, uyarılara cevap veremeyecek aşamaya getirmiş.
Şayet böyleyse, profesyonel yardım alması şart. İnşallah değildir.
Lakin, Bahçeli'nin "ihanet" edeceğine ilişkin açıklaması ister istemez akla sağlık sorununu getiriyor.
***
Davutoğlu'na göre MHP Genel Başkanı Bahçeli öyle bir konumda görüyormuş ki kendisini, güç kullanarak gerektiğinde iktidar, sorumluluk almak gerektiğinde muhalefet oluyormuş. Devekuşuna benziyormuş. İlk aşamayı geçmişmiş. İkinci aşamada bu tavrı daha da derinleşecekmiş. Üçüncü ve nihai aşama seçime yaklaşırken gerçekleşecekmiş, pazarlık masasından istediğini elde edemezse ülkeyi seçime getirecekmiş.