Aşı karşıtı değilmişler "aşı dayatmasına" karşıymışlar!
Bazıları böyle diyor.
Fakat aşı olanların ya mecburiyetten ya da "gaflet ve dalâletten" aşı olduğunu söylüyorlar.
Aşı olmuşlar ama bin pişmanmışlar. Onun için kendilerine destek vermeye çağırıyorlar.
Peki aşı olanlar pişman olunca aşının etkisi yok oluyor mu, başka bir ifadeyle, vicdan azabı işe yarıyor mu?
Şayet kaç doz aşı olduğuna bağlıysa, pişmanlık kaç dozdan sonra fayda etmiyor?
***
Aşı karşıtı dostlarımızın bir kısmına göre aşılara alıştırıyorlar, en sonunda "Bu böyle olmayacak!.." deyip çip (chip) takacaklarmış!***
Aşı karşıtları içinde son günlerde aşıyı araçsallaştırmak isteyen çok tuhaf "muhteremler" türedi.
"Bir daha 15 Temmuz olursa sokağa çıkmam!" diyeni bile var, ötesini siz hesap edin!
Son aşamada kendilerine çip takılmasından endişe ediyorlar ama şayet çip takılsaydı başka ne söyleyeceklerdi ki?
Hele hele "28 Şubat'tan daha beter!" diyen Ahmet Taşgetiren tipi muhafazakârlar yok mu?
Yaz aylarında çocukların Kur'an öğrenmelerine bile yasak getiren, başörtüsüne özgürlük talep etmeyi "Laikliğe karşı eylemlerin odağı olmak..." şeklinde telakki ederek parti kapatma gerekçesi sayan 28 Şubat sürecinden daha betermiş Başkan Erdoğan dönemi.
Bu nedenle, "yaratıcı yıkıcılığa" omuz veriyorlar.
Refikleri de Balıkesir'de "çağdaşlık" adına çarşaflı kadını zincire vuran CHP'li yeni mandacı Batıperestler!
Yazık!..
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz