AK Parti'de vaktiyle "profesyonel" görevlerde bulunanların ayrıldıktan sonra nasıl pespaye "itirafçı" olduklarını görüyorsunuz.
Bunların bir kısmı, "istifade edemediği için AK Parti'den istifa edenler" takımı.
Davaları, makam/mevkiden ibaretti. Cibilliyetleri zaten fazlasına elvermezdi.
Bunlara hiçbir lafın tesiri olmaz. Ayrılıklarına bin bir neden öne sürmelerine sakın bakmayın, tekrar makam/mevki sahibi olurlarsa en öne geçmek için her şeyi yaparlar.
Dedim ya cibilliyetleri böyle!
Aktif görevleri sürerken "yalakalıkta" sınır tanımayan bu tipler, ayrıldıklarında da "muhaliflikte" sınır tanımıyorlar.
O kadar sınır tanımıyorlar ki yıllar yılı üst makamlarda bulunmuş olmanın hiçbir sorumluluğunu taşımıyorlar. Sanki dersin doğuştan muhalifler.
Bu familyadan henüz aktif "görevlerine" devam edenlerin bir gözü hep kiriştedir. Her tarafları ayrı oynar.
Bunlar hakkında bir arkadaşım şöyle demişti:
Başkan Erdoğan'ın sayesinde makam/ mevki sahibi olan bu tiplerin sinsilikleriyle mücadele etmekten, Erdoğan düşmanlarıyla mücadele etmeye mecalimiz kalmıyor.
***
Unutmuş olamazsınız, bir ara başta CHP olmak üzere muhalif güruh, "FETÖ'nün siyasi ayağı" muhabbetine felaket sardırmıştı.***
Bunların "ne ayak" olduklarını bilmiyorum. Benim bildiğim şudur:
FETÖ ile bütün köprülerin atılıp 15 Temmuz'da "ölümüne" mücadele verildiğinde liderleri etrafında her zamankinden daha çok kenetleneceklerine köprüleri attılar.
Ki, daha önce muhalif olan MHP gibi partiler "vatanın bekası" için 15 Temmuz'dan sonra ittifak kurarken, bunlar ayrılıp parti kurdular.
Davutoğlu ve Babacan partilerini kurunca muhalif güruh da bir daha "siyasi ayak" muhabbetini açmadı. Yani, siyasi ayaklar kavuşunca siyasi ayak tartışması da nihayete ermiş oldu.
CHP başta olmak üzere tüm muhalifler bu ayağı çok sevdi.
O kadar ki, Kılıçdaroğlu, "Babacan ve Davutoğlu ile benzerliklerimiz yüzde 99 oranında" dedi.
Onlar da bu sevgiye layık olmak için kendilerini iptizale uğratmayı bile göze aldılar.
Mesela, bir televizyon programında "Hayatım CHP'yle mücadele etmekle geçti" diyen Davutoğlu bir gün sonra tornistan etti.
Hülasa edecek olursak, "Ben cemaat için örgüt demedim. Cemaat mazlum. Mazlumu savunmayacağız da kimleri savunacağız?" diyen Kılıçdaroğlu ile bu yeni ayak arasında artık su sızmıyor.
Şimdi Kandil'den CHP'ye, FETÖ'den Davutoğlu ve Babacan partilerine kadar hepsinin tek bir hedefi var:
Erdoğan'ı indirmek!..
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz