Pandemi döneminde bunların iki buçuk (rakamla 2.5) önerileri oldu. Birincisi, para basın millete dağıtın...
İkincisi, milleti full içeri kapatın; kimsecikler dışarı çıkmasın...
Buçuğu mu?
"Sahra hastaneleri yapın" demekten ibaretti. Bunu önermekle de kalmadılar, örnek kabilinden Adana'da 1000 kişilik sahra hastanesini hizmete açtıklarını ilan ettiler. Ne ki bir gün geçti geçmedi, hastane dediklerinin hangar olduğu ortaya çıktı.
Peki iktidar bunların önerilerini uygulasaydı ne olacaktı?
Şayet para basılsaydı, "Enflasyon olmuş yüzde bilmem kaç, ekmek olmuş 10 lira, bu millet ne yiyecek?" diyeceklerdi.
Şayet millet full evlere kapatılsaydı, bugün esnaf ağlıyor diyenlerin, o vakit ne diyeceklerini tahmin etmek hiç de güç değil.
Sahra hastanesi diyorlardı, çok kısa sürede şehir hastanelerine yenileri eklendi. Bu sefer de ne işe yarıyor bu hastaneler demeye başladılar.
***
Türk siyaset tarihi boyunca iktidara gelenlerin ilk icraatı
"Enkaz devraldık" diyerek zam üstüne zam yapmaktı. Dar gelirli ezildikçe eziliyor, buna rağmen maaşlarda zırnık iyileştirme yapılmıyordu. Esnaf kan ağladığı halde vergilerde iyileştirme yapmak şöyle dursun daha da artırılıyordu.
Hülasa, görevi devraldıkları eski hükümetin yapıp ettiklerini kendi acizliklerinin bahanesi yapacak kadar istismar ediyorlardı.
Başkan Erdoğan da söz konusu eski Türkiye hükümetleri gibi pandemiyi bahane edebilirdi. Üstelik pandeminin, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomilerini sarstığı bilinen bir gerçekti.
Moralleri bozmadı, hiçbir bahaneye sığınmadı, geceli gündüzlü çalıştı.
Eski Maliye Bakanı Albayrak da pandemi dönemi öncesi ABD'nin ekonomik saldırısına ve finans çevrelerinin operasyonuna rağmen düşük faiz politikasıyla üretime öncelik tanıdı. Milyarlarca dolar turizm gelirinden mahrum kalmamıza rağmen vergileri ötelemekten para yardımına kadar vatandaşa destek olundu.
***
Yıkım ekibi de boş durmadı tabii. Firari FETÖ'cülerin başlattığı algı operasyonunu dolaşıma soktular.
Merkez Bankası'ndaki milyarlarca dolar nereye kayboldu dediler. Paranın bir yere kaybolmadığı rakamlarla ispatlandı. Bu sefer de eski Maliye Bakanımız
Albayrak için nereye kayboldu dediler.
Oysa Sayın Albayrak,
Enerji Bakanlığı dönenimden beri gözlerinin önündeyken, milli enerji ve maden politikalarıyla fark yaratırken,
Mavi Vatan'ımızda doğalgaz rezervleri bulmamızı sağlayan gemileri müthiş bir öngörüyle satın alırken,
"Damat, damat" diyerek çemkirmeye başlamaktan öteye geçmemişlerdi.
Sayın Albayrak'ın üretimi teşvik eden düşük faiz politikasıyla elde ettiği başarı artık Avrupa basınında da yer almaya başladı.
Türkiye bugün dünya ölçeğinde pandemi dönemini en iyi atlatan 5 ülke arasında yer alıyor.
Sayın Başkan
Erdoğan, "Damat, damat" diye tutturan yıkım korosuna,
"Başınıza damat kadar taş düşsün" dedi ya, al benden de o kadar!
Lakin
"muhalif" olarak bilinenlerin dışında birileri daha var.
Kimler mi?
Sinsiler, fırıldaklar, usaresiz idraksizler, AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak için hâlâ erketede bekleyen kifayetsiz muhterisler, mesuliyet duygusundan mahrum dedikoducu cavalacozlar...
Hayır, bunların da başına taş düşsün demeyeceğim, titresinler yeter!