Masa başında dalıp gitmişti. Ekremci vekil ile Mansurcu vekilin kıyasıya sürdürdükleri ağız dalaşını bile duymuyordu.
Aklı sabahleyin katıldığı 14. kattaki toplantıda kalmıştı.
Ayaktaki adama çok merak ettiği bir soru yöneltmiş ama cevap karşısında oturan adamdan gelmişti:
"Böyle şeylere sen kafanı takma!" demişti adam, "Kendi partini, CHP'yi düşün. Sana ne İYİ Parti'den?"
"Akşener'le müttefikiz" karşılığını vermişti, "onlardaki herhangi bir gelişme bizi de etkiler, doğal olarak..."
Ayaktaki adam burnuna kadar eğilerek "HDP ile de müttefiksiniz ama onları bu kadar merak etmiyorsunuz!" demişti.
Hemen atılmıştı:
"Onlarla gizli ittifak içindeyiz ama!"
"Gizlisi mi kaldı!" diyerek araya girmişti karşısında oturan adam. "Demirtaş içerde yattığı süreyi şeref madalyası olarak taşıyacak dedin, daha ne kadar açık edeceksin!.. Ama tebrik ederim, büyük cesaret. Yaptığı sokak çağrısıyla 52 yurttaşın ölümüne neden olan birine herkes senin gibi böyle şeref madalyası takamaz..."
Biraz geç de olsa imayı fark edince feveran etmiş, "Ben kendi aklımdan mı taktım; siz dediniz, ben de taktım!" demişti.
"Tamam işte, onlara da birleri söylemişlerdir..."
"Kim o birileri?"
"Neden bu kadar merak ediyorsun?"
Gerçekten de çok merak ediyordu.
Kısa süre önce Akşener, HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyorum demiş, HDP'li Sırrı Süreyya Önder de "Bize aracı gönderen, 'Şurada kiminle çalışalım?' diye fikrimizi soran bir siyasal parti bize koordinat biçemez..." diye racon kesmişti. Nerdeyse ipler kopmuştu. Hatta, Bahçeli "eve dön" çağrısı yapmıştı Akşener'e...
Ne olmuş, koordinatları kimler nasıl ayarlamıştı da Demirtaş'ın "Dışarda olsam, Akşener'in sabah kapısını çalıp kahvaltıya geldik derdim" şeklindeki açıklamasına Akşener olumlu karşılık vermişti. Hangi gizli eller devreye girerek koptu sanılan ipleri "çat kapı kahvaltıya geldik" kıvamına getirmişti.
Karşısında oturan adam "Neden bu kadar merak ediyorsun?" sorusunu yineleyince irkilmişti.
"Demek o birileri çok daha yetenekli" demişti. "Abdullah Gül'ü benimsetmek için kaç zamandır uğraşıyoruz, arpa boyu yol alamadık. Ama onlar bir çırpıda kahvaltı aşamasına gelmişler..."
Ayaktaki adam sahte bir alınganlıkla "Bizi beğenmiyorsan seni o birilerine verelim istersen!" deyince oturan adam araya girmekte gecikmemişti:
"Birileri daha yetenekli gibi laf sokmalar hiç yakışık almıyor! Belki biz de o birilerine bağlı çalışıyoruz, nerden biliyorsun?"
Panik içinde "Lafı size değil kendime soktum" diye atılmıştı. "Gül konusunda hiç yol alamadım, onun üzüntüsüyle..."
Ayaktaki adam omuzuna şefkatle pat pat vurup, "Üzülme," demişti, "zamanı gelince yol aldıracağız sana, merak etme. Sen şimdilik virüsle mikrobu karıştırma yeter..."
Ekremci vekil, "Sayın genel başkanım bir teklifim var" diye ünleyince toplantı salonunda olduğunu fark etti.
"Ne teklifi?" dedi.
"İmamoğlu'nu Doğu Akdeniz'e göndersek diyorum efendim. Elazığ depreminde olduğu gibi gitsin yerinde incelesin, Baksın, Oruç Reis sismik araştırma gemisi petrol mu arıyor yoksa boşu boşuna petrol yakıp israf mı ediyor?"
Hiçbir şey anlamadı. Zaten 14. kattaki söz konusu toplantının etkisinden henüz kurtulmuştu. "Nerden çıktı bu?" dedi.
Ekremci vekil, Mansurcu vekili işaret ederek araya girdi:
"Arkadaşı da Didim'e gönderelim sayın genel başkanım" dedi. "Oradaki tecavüz vakalarını inceleyip bize rapor etsin. Yalnız kendine dikkat etsin, sakata gelmesin."
"Ağzını topla, ne biçim konuşuyorsun!"
"Bana el kol hareketi yapma!"
"Yeter artık!" diyerek masaya yumruğunu indirince suspus oldular. Kısa bir an sonra da "Toplantıya başlıyoruz. Faik Öztrak nerde kaldı?" dedi.
Engin Altay, "Efendim o koronaya yakalandı evde istirahat ediyor, unuttunuz mu?"
"Devlet önlem almazsa olacağı bu!" dedi. "Arkadaşlar bu iş kadro işi! Bakınız, 1930 yılında Galata Köprüsü'nün ücretsiz olmasını sağlamıştır CHP'nin kadroları... Biz görevde olsaydık koronaya da önlem alırdık. Önlem işe yaramıyor mikrop yayılıyorsa da tedavi ederdik..."
Mikrop vurgusu üzerine toplantı salonu buz kesmişti.
Özgür Özel hem konuyu değiştirmek hem de "Türkiye'nin kime layık olduğuna Macron değil seçmenlerimiz karar verir" şeklindeki tweet'ini gündeme getirip genel başkanından övgü almak için araya girdi:
"Sayın genel başkanım" dedi, "Macron'un, 'Biz Türk halkına karşı değiliz. Erdoğan hükümetine karşıyız. Türkiye daha iyisini hak ediyor açıklaması üzerine bir tweet attım..."
Özgür Özel'in sözünü keserek, "Çok iyi yaptınız" dedi. "Aklın yolu bir. Biz de Türk halkına karşı değiliz. Erdoğan hükümetine karşıyız..."
"Ha?"
"Hö?"
"Ne?!"