Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Zirzop muhaliflere ne oldu?

Malum dijital platformda yayıma giren "Kalifat" (Hilafet) adlı dizide seccade, namaz, tekbir, başörtüsü hülasa İslam'a dair ne varsa şeytanlaştırılıyor.
İslam adeta terörizmle eşitleniyor
Hemen belirtelim: Nasıl ki Hitler'in Yahudi soykırımını üzerinden "Hıristiyanlık soykırım dinidir" denilemez, DEAŞ gibi terör örgütleri üzerinden de İslam dinine bühtan (kara çalma) edilemez.
Bu konularda daha eğlenceli cevapları merak edenler (hazır eve kapanmışken) Ali Atşani'nin yönettiği "Cennet" (Paradise) filmini izleyebilirler.
Biz dönelim "Kalifat" dizisine...
İsveç'teki göçmen Müslümanların "cennet vaadiyle" kandırılarak Rakka'da (Suriye) DEAŞ'a nasıl katıldıkları ve yine bu göçmen Müslümanlar eliyle DEAŞ'ın İsveç'te yapmayı planladığı korkunç terör saldırılarına engel olmaya çalışan İsveç Güvenlik Teşkilatı'nın mücadelesi anlatılıyor.
Lakin, DEAŞ araçsallaştırılmış, asıl dert başka.
Yoksa Müslümanların içinden teröre bulaşanların eleştirilmesine kim ne diyebilir ki?!
Mesela, Nergis Abyar "Dolunay Gecesi" (When the Moon Was Full) filminde mahut terörü "lanetler" ama teröre karşı Müslümanlık adına mücadele edenleri de yok saymaz.
Dedim ya Kalifat dizisinde DEAŞ'a karşı mücadele araçtan ibaret. Esas hesaplaşmaları İslam'la / Müslümanlarla.
O kadar ki, seccadenin altındaki silah planına varıncaya kadar İslam'a dair ne varsa terörle / intihar saldırısıyla özdeşleştiriliyor
Subliminal falan da değil, "kör gözün parmağına" dercesine.
Hülasa, "Müslümanlar teröristtir" demeye getiriliyor.
"Kürtler" hariç tabi.
Zira mahut dizinin son bölümlerinde Suriye'ye kaçırılan gençleri kurtarmak için bir tek "Kürtlerin" yardım edebileceği özellikle vurgulanıyor.
Diyeceksiniz ki Kürtler neden hariç olsun, Kürtler de Müslüman değil mi?
Elbette Müslüman.
Fakat bunların "Kürtler" dedikleri, Suriye'de belirli bir alanı kontrolü altında tutan PKK'nın Suriye kolu.
Hani bir ara T 24 sitesinin ruh ikizi Candargiller, PKK'lı olmayan Kürtleri "cahş" yani "hain" addederlerdi. Bunlarınki de o hesap. Neyse...
İslamofobiye tavan yaptıran söz konusu diziden durduk yere bahsetmiyorum.
İsveç'te 6 Somalili'nin koronavirüs nedeniyle ölümü üzerine İsveç demokratları ve diğer partiler beğeni paylaşımları yapmışlar. Hatta "sosyal yardım alan şeytanlardan kurtulduk" yorumları döşenmişler...
Demokrasiyle veya insan hakları söylemiyle sakladıkları duygularını böyle hunharca koy vermelerinde mahut dizinin (aynı döneme denk gelmesi itibariyle) katkısı inkâr edilemez.
Soru şudur: Bizdeki zirzop muhaliflerin "hisli - duygularını" dışa vurmalarının nedeni ne?
Coronavirüs mü?
Sahi ne oldu da daha seçim döneminde herkesi kucaklamaktan bahsedenler, kutuplaşmaktan şekvası olanlar, Zübükzade İbraam Bey'i çağrıştırırcasına Yasin okuyan malum muhteremi alkışlayanlar, ateist il başkanlarını dua ederken sitayişle servis edenler birdenbire ezana ıslık çalmaya, başörtüsüne çemkirmeye, dua etmeyi aşağılamaya başladılar?
Millet can derdindeyken bunlar neyin peşine neden düştüler?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA