Arazide ve masada ne kadar kazanırsanız kazanın "algıda" kaybederseniz sürdürülebilir kazanım elde edemezsiniz.
Algı deyip geçerseniz evinizin içinde yani öz yurdunuzda sırtınızdan hançerlenirsiniz de haberiniz olmaz.
Yani, müstevliler sahada kaybettiğini bozguncular marifetiyle peyderpey geri alır.
Malumunuz, Türkiye'nin tam bağımsızlık yolunda attığı her adımın önüne öncelikle Türkiye içinden "set" çekilmeye çalışıldı.
Sonuç itibariyle MİT TIR'ları kumpasından 17- 25 Aralık 2013'e, Gezi desisesinden 15 Temmuz'a kadar bunun ifadesidir.
Şükür ki engel olamadılar ama vazgeçmiş de değiller.
Hatta yenilgiye uğramanın hıncıyla daha da azgınlaştılar. O kadar ki etki ajanlarıyla "mahalleyi" içerden kuşatmaya başladılar.
Belirli bir sosyolojiyi tastamam zehirlediler.
Gazetemiz yazarlarından sevgili Haşmet Babaoğlu bu zehirlenmeyi "ecnebileşme" tesmiye ediyor.
Haklı ki ne kadar. "Kıbrıs'ı verelim" diyen CHP'nin İzmir Belediye Başkanı'na tepki gösterilmemesinin başka bir izahı yok.
Turizme katkısı olur endişesiyle "Türkiye'ye gelmeyin" veya "EURO 2024'ü Türkiye'ye vermeyin" denildiğinde de hiçbir tepki gösterilmemişti.
Adamın profil fotoğrafı Mustafa Kemal ama işgalci ABD tanklarının önüne yatarak "gitmeyin" diyenlere alkış tutuyor.
Merhum felsefe hocamız Buud Hayri Bey olsaydı "gâvurluk" der işin içinden çıkardı, biz ne desek bilmem ki!
Ayıptır bu kadar da kendi kendinizi iptizale uğratmayın; terör örgütüne binlerce TIR silah vererek Kürt'ü Türk'e, Türk'ü Kürt'e kırdırmak isteyen
ABD'nin önünde yatmayın diyorsunuz aldığınız cevap şu: "Siz de 6. Filo'nun önünde yattınız..." ABD'nin tanklarının önüne yattığını itiraf ettiğinin farkında bile olamayan bu şapşallara ne diyebilirsiniz ki.
Trolleri böyle de Barış Pınarı Harekâtı'na, "PKK'yı kurtarma operasyonu" diyen yazarçizeri farklı mı ki?
Hepsi aynı.
Bunların "mezarından kalkmış Atatürk muamelesi" yaptıkları Nihat Genç'in ifadesiyle "Manukyan kadar zengin" bir belediye başkanları var. Kaz Dağları'ndaki ormanlık alan için Kanada Büyükelçisi'ni arar ama ormanları PKK'nın yaktığı ortaya çıkınca dut yemiş bülbüle döner. Kayyum atanınca "sırtını PKK'ya dayayanlara" omuz vermek için Diyarbakır'a koşar, Mehmetçik teröre karşı operasyona başlayınca "kafam rahat değil" der, arazi olur.
Gündemden iyice düştüğünü anlayınca da şamataya başladı.
İhalede varsa bir istismar, dava edersin, yargı da kararını verir. Nedir bu şamata? FETÖ yargısı hükümferma olduğu dönemde eski Samanyolu TV'de şakıyordun, Türk yargısı hükümferma olunca mı lagaluga ediyorsun?
Bunun tandem oynadığı "Yeni Samanyolu TV"nin algı operatörü o çocuk var.
Bakmayın siz boşta bulunup "PKK'ya teşekkür etmeliyiz" demesine, son derece sinsi ve kurnaz.
Her haberi algı, her haber bülteni manipülasyon pornosu.
Mesela, Barış Pınarı Harekâtı'nı başarısız göstermek için Esad'ı gönderememişiz, YPG'nin kökü kazınmamış, Fırat'ın doğusuna hâkim olunmamış, YPG'ye terör örgütü denilmemiş falan diyor.
Sonra da Barış Pınarı Harekâtı'nın başarısız olduğunu yutturamadıkları için de başka bir algı faaliyeti yürütüyor.
"Ergenekon ve Balyoz mağduru askerlerimiz sayesinde başarı elde edildi" diyor.
Oysa...
Ergenekon ve Balyoz davaları için bavullar taşıyan o FETÖ'cü gazetecilerin muhalif oldukları için içerde yatırıldıklarını, onlara sahip çıkılması gerektiğini söyleyen de kendisi.
Öylesine çifte kavrulmuş bir kurnaz ki her iki durumda da algı faaliyeti yürütebiliyor.