Ben şunu bilir şunu söylerim; bir yerde operasyon yapılacaksa o yerde öncelikle tüm irtibat telleri berhava edilir.
Bir "yapılanma" hatta bir "sivil toplum örgütü" veya en geniş anlamda bir "oluşum" manipüle edilerek kullanılacaksa o oluşumun ortak akla ulaşabileceği tüm yollar dinamitlenir.
Dinamitlenir dediğim, itibarsızlaştırılır, yok sayılır, düşmanlaştırılır.
Gladyonun algı operatörleri "nefret" gibi "yüksek duygusal durumlar oluşturarak" hedefledikleri kitleyi operasyon çekebilecekleri kıvama getirirler.
Zaten şapşiklerin akıllarını da "Erdoğan nefreti" üzerinden aldılar. Bu nefretle adeta "hipnoz" ederek, tahrip kalıbına dönüştürdüler.
O kadar ki, kendi ülkelerinin milli istihbaratına operasyon çekilmesini bile alkışlattılar.
Bundan daha korkunç zillet olabilir mi?
Siyasi hipnozdan çıkmanın yegâne yolu eleştirel aklı / düşünceyi devreye sokmaktır.
Eleştirinin bittiği yerde kültleşme başlar.
Kültleşme farklı fikirlere kulak tıkamak, kendi söylemine kapanmak, kendi söyleminle büyülenmektir.
Bir nevi sekerat halidir bu.
Kültleşmeye dûçar oldun mu algı operatörleri ne isterse onu yedirirler sana da ruhun duymaz.
Bak sayın şapşik, senin bu sekerat halinden cesaret almasalardı hiç 15 Temmuz direnişine gündüz gözüyle "tiyatro" diyebilirler miydi?
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" sözünü dilinden düşürmezsin ama her farklı düşünceyi de kuduz köpek gibi kovalar, linç edersin.
Unutma: Eleştiri yoksa bilim de bilimsel düşünce de yoktur.
***
Algı operatörleri siyasi hipnozdan kurtulmaman için neye iman etmeni söylüyorsa hiç sorgulamadan iman ediyorsun.
Neyi okuyup okumayacağına bile özgür iradenle karar veremiyorsun.
Erdoğan nefreti üzerinden iraden elinden alınmış, ayırtında bile değilsin.
Amerikan kanalı FOX TV'nin müptelası müptezel ağızlar ne derse hiç sorgulamadan, eleştirel akla hiç tabi tutmadan aynen terennüm ediyorsun.
"Benim irademi kimse elimden alamaz" diyorsan, müstevli yandaşı medya ve
CHP milletvekillerine "
neden beni yanılttınız" diye sorsana.
Ormanları AK Parti'nin yaktığını, beton binalar dikeceklerini, onun için yangınları söndürmediklerini CHP'li milletvekilleri söylemiş, CHP yandaşları da sabah akşam vaveyla kopartmıştı. Orman yangınlarını
PKK üstlendi işte.
Hadi sor bakalım, neden sana güdülecek koyun muamelesi yapıyorlar?
Sahi FETÖ'nün tabanına reva gördüğünü CHP ve yandaşları neden sana reva görüyor? Hem sormuyorsun hem de seni hipnozdan kurtaracak her soruyu "akepe yındaşı, hıvız medyası" diyerek boğmaya çalıyorsun.
Yahu hepsinden geçtim,
PKK'nın siyasi kanadının belediye başkanları
Atatürk'ün resmini duvara astığını ama devletin valisinin indirdiğini söyleyerek PKK ile Atatürkçüleri yakınlaştırmaya çalışan algı operatörlerinin (ki içlerinde CHP milletvekilleri de var) yalanlarına nasıl maruz kalırsın?
Demek ki bunlar seni bu pespaye yalanlarla kandıracak kadar hipnoz ettiklerini düşünüyorlar. Yılmaz Özdil dostum da
HDP'li
Ahmet Türk'ten sitayişle bahsedip belediye başkanlık odasına kalpaklı Atatürk resmini astığını ama Türkiye Cumhuriyeti'nin valisinin indirdiğini söyleyebiliyor.
Oysa, dönemin HDP'sinin genel başkanı olduğu dönemde yumruklu saldırıya uğrayan
Ahmet Türk hakkında, "Yumruğunu
'adaletin tokmağı' yerine koyup, Ahmet Türk'ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu..." diyen de kendisiydi.
Ne diyeyim, sağlık olsun.