Muhalif kontenjanından bir denyo hazretleri, "17 yıl iktidardasınız aydınınız yok, gazeteleriniz okunmuyor, televizyonlarınız izlenmiyor…" falan demiş.
Böylelerine avuruna zavuruna bakmadan köteği basmak lazım; lakin yakacağımız kelimelere yanarım.
Yine de şu kadarcığını söyleyelim:
Sizin aydınlarınız var, çıkardığınız gazeteler okunuyor, televizyon kanallarınız izleniyor da neden 17 yıldır bir kez olsun iktidar yüzü görmediniz?
İktidarlar doğası itibariyle yıpranır. İktidara taşıyan sosyolojinin bilgi birikimini de zamanla tüketirler.
Bilgi ve düşünce üretmesi gereken muhaliflerdir. Muhalefette kalmanın enerjisi bunu gerektirir.
Gelgelelim…
Tam 17 yıldır fasılasız muhalefetteler, sadra şifa tek bir aydın çıkartamadılar. Hâlâ Mine Kırıkkanat hâlâ Bekir Coşkun hâlâ Emin Çölaşan…
Biraz daha mürekkep yalayanları da hâlâ "Fetullah kapatması aydınların" peşinden gidiyorlar.
Alayını toplasanız emekli amirallerimizden bir Cem Gürdeniz, bir Soner Polat etmezler.
Bu afra tafraları nedir?
***
Her iktidarın dikkat etmesi gereken "reel politik" denen bir bela vardır. İktidarda olanın yumurta küfesi sırtındadır
Koca bir ülkenin kaderini hamasete kurban edemezsiniz. Güç dengelerini hesaba katarak hareket etmek zorundasınız.
Haksızlığa ne kadar isyan etseniz de tepkinizi maslahatı gözeterek vermek durumundasınız. Öyle kaptırıp gidemezsiniz.
Ama muhalefetin dilinin kemiği yoktur. İstediğini söyleyebilir, kimse de ona bunu çok görmez.
Buna rağmen zevahiri kurtarmak kabilinden de olsa muhalefetin küresel iktidara karşı tek bir isyan cümlesini duydunuz mu?
Figüran muhalifliği matah bir şey sanıyorlar.
Terör örgütüne binlerce TIR silah verenleri, "mavi vatan"ımızda bizi tehdit edenleri dümenden de olsa üzecek bir cümleleri yok.
Küresel güçlere muhalif tek bir cümlen yoksa her tarafın muhalif olsa ne yazar?
Onca yıl muhalefetteler birtakım ezberler ve kısa devre lafazanlıklardan öteye geçebilmiş değiller.
Soruları yok, sorguları yok. Küresel iktidarın kullanışlı aptallarına dönüşmüşler haberleri yok. Mütemadiyen kumda oynuyorlar.
Omurga derseniz hiç yok.
***
Dünün solcuları 16 Şubat 69'da Amerikan 6. Filosu'nu protesto ediyor, kimi sağcılar da bu protestoya karşı çıkarak emperyalizmin 6. Filosuna selam duruyordu.
Halbuki gerçek Müslümanlık, o solcularla birlikte, "Hoşt Amerika", "Bağımsız Türkiye", "Amerika, Amerikalı it evine git" sloganları atmaktı.
Peki şimdi durum nedir?
Söyleyeyim: Günümüz solcusu, dünkü solcuların karşı çıktığı dünün sağcı muhafazakarlarına dönüştü. Günümüz muhafazakarı da dünkü solcular gibi ABD emperyalizmine isyan ediyor.
Solun dünkü ihtişamın yerinde ne yazık ki bugün sefaletten başka bir şey yok.
Elinizi vicdanınıza koyun ve şunu kendinize sorun: "ABD Türkiye'de kimi arkalıyor veya kimin yanında?!
Sadece S- 400 karşısındaki tavır bile bu soruya vereceğiniz cevabı belirlemeye yeter.
Aydınlarımız, sanatçılarımız, yazarçizerlerimiz var diyerek hava atıyorsunuz, 17 yıl fasılasız muhalefetten sonra şu geldiğiniz yere bakın:
MHP'nin kapı önüne koyduğu Mansur Bey'i Ankara'da desteklediniz; ANAP'tan bozma müteahhidin de İstanbul'da peşine düştünüz.
İyi de bunun için aydın veya solcu olmak gerekmezdi ki. O kadarını FETÖ veya PKK'nın siyasi kanadı HDP de "başarıyor."