Tarih 14 Nisan 2019. Yani, AK Parti'nin YSK'ya seçim iptali için başvurmasından 2 gün önce. Israrlı randevu talebinde bulunan sürpriz konuk akşam 22.15'te AK Parti'nin genel merkez binasına kimseciklere görünmeden giriş yaptı. Görüşme odasına çıktı. Etrafa araştırır gözlerle baktı ve cep telefonlarının dışarı çıkarılmasını rica etti. Ricası kabul edildikten sonra, "Lafı hiç uzatmayacağım" dedi, "Siz YSK'ya başvurmayın, ben de en fazla 3 ay sonra CHP'den istifa edip AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevime devam edeyim..."
Söz konusu teklifi şiddetle reddedilince AK Parti binasını kös kös terk etti ve kendisini bekleyen (...) plakalı, siyah cam filtreli (...) marka araca binerek uzaklaştı...
Yukardaki satırları yazarken çok zorlandım!
Zaten ondan sebep daha ayrıntılı yazamadım, ne bileyim süslemedim. Yazdığım her kelime adeta içimi yaktı; çünkü yalandı, düpedüz kurgudan ibaretti.
"Üzülme, belliydi yalan olduğu" demeyin. Düpedüz yalan olduğu belli ne yalanlar söyleniyor.
Bakınız, daha geçen gün CHP yandaşı bir televizyon kanalında bir CHP milletvekili S400'lerin "Sarayı" korumak için alındığını söyledi.
Daha evvel de İP'in Genel Başkanı Meral Hanım aynı yalanı gündüz gözüyle terennüm etti.
Bir an olsun yalansız yapamıyorlar.
Oysa 17 yıl iktidarda olan bir partiyi eleştirmek için yalana tevessül etmek çapsızlıktan başka bir şey değil.
Yazık ki seviye bu!
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem Bey de maalesef çok farklı değil.
Hatta dilim söylemeye varmıyor ama önde gidenlerinden oldu.
Yunan medyasında "İstanbul'u Yunanlı kazandı" manşetleri üzerine üst üste söylediği o yalanlar mesela.
'Neden bu manşetlere tepki göstermedin' diyen Esenler Belediye Başkanı hakkında sorulan bir soruya önce "izlemedim, izlemeyeceğim" deyiverdi. Sonra da Amerikan kanalının algı operatörü Fatih Portakal'la senkronize biçimde, "Esenler Belediye Başkanı Trabzonlulara hakaret etti" iftirasını atarak akılları sıra Trabzonluları oyuna getirmeye çalıştılar.
Yalanı CNN Türk'te yüzüne vurulunca, "izlemeyeceğim" dediği konuşmada Esenler Belediye Başkanı'nın kaş göz hareketi yaptığını söyledi.
Genel çekim olduğu için kaş göz hareketini seçmek imkansızdı ama Ekrem Bey bunu başardı. Bununla da kalmadı, o konuşmada söylenmeyen bir sözü duymayı da başardı.
Yine tatmin olmamış olacak ki, 4 CNN Türk kameramanı işten atıldı yalanını uydurdu.
Başka bir televizyon kanalında CNN Türk'ten açıklama yapıldı, hiçbir kameraman kovulmamış denilince de hiç sıkılmadan hatta neşe içinde "neyse boş verin, başka konuya geçelim" falan dedi.
Hiç insan yalanı yüzüne vurulunca bu kadar geniş bu kadar rahat olabilir mi?
Malumunuz, İmamoğlu soyadını sonradan almış gerçek soyadı Müdafa'ymış.
Umarım Trabzonluluğu da sonradan değildir. Zira, ben de Trabzonluyum ve hayatım boyunca bu kadar rahat yalan söyleyen Trabzonlu ne gördüm ne de duydum.
Benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.
Yunan medyasının o manşetlerine cevap vermemesini şöyle açıklamıştı: O manşetleri atanları da bunu gündeme getiren Esenler Belediye Başkanı'nı da adam yerine koymadım...
Madem öyle soralım:
PKK'lı Duran Kalkan, Bese Hozat, Murat Karayılan ve Pensilvanya eşrafını da adam yerine koymadığın için mi onca destek mesajlarına ağzını açıp da tek kelime etmedin?