AK Parti ve CHP'nin 31 Mart seçim sonuçları üzerinden değerlendirmesini yapacak olursak öncelikle şunu söyleyebiliriz:
AK Parti Erdoğan sayesinde kazandı, CHP Kılıçdaroğlu'na rağmen.
AK Parti kendini var eden "kimsesizlerin kimsesi" olmaktan uzaklaştığı yerlerde kayıplar yaşarken, CHP bizzat kendinden uzaklaştığı yerlerde kazandı.
CHP'nin başarı gösterdiği yerlerdeki adayların CHP kökenli olmaması tek başına bunun kanıtıdır.
AK Parti şimdiye değin kendisiyle yarışıyordu.
CHP bu yarışa sadece algı üzerinden dahil oluyordu. Artık bundan sonra icraatla da katılmak zorunda.
Biz de bu vesileyle CHP'nin "güncellenmiş" icraatlarından örnekler verme fırsatını elde etmiş olacağız.
Bakalım ne yapacaklar, vaatlerinin ne kadarını nasıl yerine getirecekler?
Hep birlikte göreceğiz.
Şayet CHP başarırsa "sahici bir muhalefet" kazanmış oluruz. (Ama tabi PKK ve FETÖ'ye adamakıllı mesafe koyması koşuluyla.)
Takdir edersiniz ki, "sahici bir muhalefet" her şeyden evvel Türkiye'nin yarınları için umuttur.
Nasıl ki mahkeme kadıya mülk değildir, kamuya hizmet makamlarının hiçbiri de hiçbir partiye zimmetli değildir.
Kıymet hükmümüz budur.
***
Şuncağızı tartışamayız: Bir önceki seçimde aldığı oyları koruması
AK Parti'nin zaferidir.
Üstelik...
Onca yıl iktidarda olmanın doğal "
yıpranmışlığına" ve son dönemdeki "ekonomik daralmaya" rağmen.
Ayrıca...
Ağrı'dan
Şırnak'a kadar doğuda elde edilen başarıyla da Türkiye'nin parçalanması üzerine planlar yapanlara çok güçlü mesaj verilmiştir.
Sayın Erdoğan da balkon
konuşmasında
bunun altını
çizmiştir: "Beka
meselesi konusundaki
hassasiyetimize
sahip
çıkan tüm vatandaşlarıma,
özellikle de Kürt kardeşlerime
şükranlarımı sunuyorum..."
***
Öyle insanlar vardır ki marazi şekilde sevdikleri bir şeyden sırf onlar seviyor diye irrite olursunuz!
Öyle de insanlar vardır ki nefret ettikleri şeye sempati duymanıza neden olurlar.
Bu gerçekliği retorikle anlatamadığınız anlar olur.
Böylesi zamanlarda bazen güçlü mesajlar devreye girer. O mesajları almakta da zorlanırsanız
kültleşme kaçınılmaz demektir.
AK Parti'nin en büyük şansı Erdoğan'ın kültleşmeye fırsat vermeyen tavrıdır.
Balkon konuşmasındaki şu ifadeleri bunun göstergesidir:
"Milletimizle aramızdaki kalpten kalbe giden yolun zedelenmesine yol açanlardan bunun hesabını sormak da dahil gereken her gayreti göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın..."
Bu bakış açısı bundan
sonra yapılacak seçimlerin
(
AK Parti adına) sigortası
mesabesindedir.