Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Cıvık ilen Sinsi

Etnisite eksenli "çözülme" yaygınlaşınca, Ahmet Haşim'in de Arap olmaklığından dem vurulur.
O kadar ki, Süleyman Nazif, "Bağdat'ı kaybettik bari Haşim'i bize bağışlayın..." der.
Yakup Kadri de "Gençlik ve Edebiyat Hatıraları"nda Ahmet Haşim'in isyanını şöyle nakleder: "Harp olur, Ahmet Haşim vatan müdafaasına çağrılır; sulh olur, vatanından kovulmak ister..."
Evet, "akşam şairi" doğma büyüme Bağdatlıydı. Hatta 12 yaşında İstanbul'a geldiğinde Türkçe bilmezdi.
Ama Türkçe'nin en güzel şiirlerini verdi.
Süleyman Nazif, mezkur çıkışıyla, Haşim'i "çözülmeye" karşı tutmuştu.
Çok da iyi etmişti. Zira, en büyük kayıp "değerleri" kaybetmektir. "Değeri" kaybettin mi bastığın yerlere "toprak" deyip geçersin.
Hülasa, tutmak zordur, itmek kolay.
Tutmak iyidir, itmek zehirlidir ve hatta çokluk kahpecedir.

***
Mehmet Akif de polis tarassudu altında tutularak, işsiz bırakılarak, emekli maaşı bile çok görülerek Mısır'da yıllar yılı sürgün yaşamaya itilmiştir.
Tanpınar'dan Ataç'a kadar da itenlerin safında yer almış, Akif'e demediklerini bırakmamışlardır.
Nazım Hikmet'in hakkını yemeyelim; en azından, "Akif, inanmış adam" diyebilmiştir.
Gerçi, İstiklal Marşı şairimizi topyekun bu millet tutmuştur.
Mısır'da da İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler)'in kurucu lideri Hasan el- Benna da Mısır' da Akif'e yarenlik etmiştir.
Yeri gelmişken söyleyelim:
Hasan el- Benna hayatı boyunca İngiliz işgaline karşı halkı bilinçlendirmiş, işgalcilere karşı savaşmış ve 49'da şehit edilmiştir.
***
İtmek, dışlamak, sürgün etmek ayrıdır, eleştiri ayrı. Her fani gibi Mehmet Akif de eleştiriden müstağni değildir.
Necip Fazıl üstadımız da Büyük Doğu dergisinde kurduğu "Edebiyat Mahkemesi"nde Akif'i teşrih masasına yatırmıştır.
Eleman Ertuğrul'un troll ağzıyla "Fesli" diye aşağıladığı Kadir Mısıroğlu da Akif'i kıyasıya eleştirdi ama iddia edildiği gibi Akif'e hakaret etmediğini de dile getirdi.
Dahası, "desene" ifadesinden o çirkin sözün üretildiğini, Bardakçı'nın da bu konuda kendisine hak verdiğini beyan etmiştir.
Hep diyorum ya, adam odur ki nefret ettiğinin bile lafını çarpıtmaya tenezzül etmez.
Eleman Ertuğrul "İtaatkâr Suskunluk ve Kuvvetin Meddahlığı" çok uzaklarda aramasın.
Akif'in "Sebilürreşad"ı 1925'te neden, hangi kanunla kapatıldı onu öğrensin.
***
Adı lazım değil o general 28 Şubat sürecinde, İstiklal Marşımızda yer alan "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli" mısraına dil uzattığında...
Yani, o süreçte Akif'i var eden mana iklimine savaş açıldığında...
Yani, Mehmet Akif tekrar sürgün edilmeye çalışıldığında...
"Topyekun Savaş" manşetlerini atan kimdi?
Eleman Ertuğrul cıvık mıvık da olsa hiç değilse Erdoğan'a Akif üzerinden saldırmıyor.
"Mehmet Akif 2018 Türkiye'sinde yaşayamazdı" demek nedir ey Sinsi? "28 Şubat'tan beter" diyen FETÖ'nün kaldığı yerden devam eder gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA