Fenerbahçe'mizin başkanı Ali Koç'la ahbaplığım olsaydı, "Şu küçücük ligimizde niye düzen bozuluyor be Ali?" derdim.
Serdar Akar'ın 89 yapımı "Gemide" filminde Kaptan İdris'in (Erkan Can) bizim Haldun Boysan'ın canlandırdığı Kamil'e dediği gibi.
Bir farkla ki…
Söz konusu filmde "düzeni" bozulan, uyuşturucunun ve fuhşun gırla gittiği küçük bir gemiydi.
Ligimizde bozulan ise 3 büyüklerin hükümranlığından ibaret.
Gerçi bu hükümranlığı Trabzonspor defalarca, Bursaspor da bir kez sarstı ama mahut "düzen" yıkılmadı…
VAR çıktı, düzeni topyekûn bozdu.
Olmadık yere "cart penaltı"larla veya 10 metreden ofsaytlarla maç kazanma dönemi sona erdi.
***
Ali Koç da "dip dalgası" yaratmak için olsa gerek, sportif direktör olarak Comolli'yi getirmekle Fenerbahçe'mizin düzenini bozdu.
Lakin cezayı futbolcularına kesti.
Yıllar önce Mustafa Denizli de Fenerbahçe teknik direktörüyken, benzer bir ceza vermişti ama kendisini de içine kattığı gönüllü bir cezaydı bu.
Manisa'dan İstanbul'a mecburi otobüs yolculuğu ceza değil, tahkirdir.
Ali Koç futbolcuları böyle aşağılayarak mı "düzeni" sağlayacak?
İdman cezası, kadro dışı bırakma cezası veya para cezası verirsiniz.
Otobüs cezası nedir?
Futbolcular kimsenin "kölesi" değildir. Neyse.
İlk haftalarda böyle "düzensizlikler" olurdu, bu da "daha lig yeni başladı" lakırdıları eşliğinde olağan karşılanırdı.
Durum bu sefer çok farklı.
İlk devrenin bitimine 2 hafta kala, başka bir ifadeyle, 15 müsabakanın ardından zirve şöyle şekillendi: Başakşehir, Kasımpaşa, Antalyaspor…
Lider Başakşehir, Beşiktaş ve Galatasaray'a 8'er puan fark attı.
Fenerbahçe'ye mi?
Tam 19 puan.
***
Sandılar ki bu düzen hiç bozulmayacak!
Yani, 3 büyükler dönüşümlü şekilde sürgit şampiyon olacak, diğer takımlar da bu şampiyon takımlara zevk veren "konsomatris takım" mesabesinden öteye geçmeyecek.
Futbol medyası da (reyting belasına) anlı şanlı yorumcularıyla bu düzeni cansiperane savundu.
Reyting falan tamam da, bu yüzyıllık düzen Türk futboluna ne kazandırdı?
Tek uluslararası başarımız, Galatasaray'ın UEFA kupasını kazanmasından ibaret.
Başka?
Yok.
Şebelek muhalifseniz hiçbir şeye kafa yormanız gerekmez, her şeyi "dan" diye çözersiniz.
Mesela, "Başakşehir futbol takımı Erdoğan'ın takımı ya, onun için lider" dersiniz, olur biter.
Peki, doğduğu şehrin takımı Rizespor sonuncu sırada, ona ne yapacaksınız?
Üyesi olduğu takım Fenerbahçe de sondan ikinci sırada.
Tam aksine…
Devlet "desteği" olmadan 3 büyüklerden hiçbiri bu mali yapıyla ligde tutunamaz.