Her şey gözümüzün önünde oluyor. Hatta, gözümüzün içine sokuluyor.
Şayet S- 400 hava savunma sistemine sahip olursak tansiyon felaket yükselirmiş.
Pentagon'un ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen yasa tasarısında her şey açık seçik belirtiliyor.
Nasıl mı?
ABD ile aramızdaki ikili anlaşmalar tehlikeye girermiş; aldığımız alacağımız tüm silahlar da bundan etkilenirmiş.
Orta gövdesi ve motorunun önemli parçaları Türkiye'de üretilen F-35'lerden siparişini verdiğimiz 120 adet uçağı almamız da tehlikeye girermiş.
Uzun lafın kısası…
Müttefikimiz ABD, Rusya'dan hava savunma sistemi alacağımız için bizi resmen tehdit ediyor.
Peki, ne istiyorlar; sizi biz savunalım mı diyorlar?
Hayır! Zaten bizi kime karşı savunacaklar ki, taşeron örgütlerine karşı mı?
Mezkur tasarıda olası denizaşırı operasyonlar için 69 milyar dolar ayrılmış, DEAŞ için de 1, 4 milyar dolar.
DEAŞ mı kaldı; ne Suriye'de ne Irak'ta?
O halde?
Daha önce YPG / PKK'ya sınır birlikleri dedikleri (bildiğiniz terör ordusu) için 250 milyon dolar ayırdıklarını söylemişlerdi. Demek ki bütçeyi bir hayli yükseltmişler.
DEAŞ mi?
Kamuflajdan ibaret.
***
Ya Avrupa?
Amerika'da olduğu gibi Avrupa medyasında da Erdoğan'ı şaytanlaştırmaya çalışıyorlar.
En son olarak Fransa'nın ünlü Le Point dergisi Erdoğan'ı "diktatör" manşetiyle kapağına taşıdı.
Bir de hiç utanmadan, Türkiye'de durumun kötüye gittiğini yazabildiler.
Sanki aylarca devam eden protesto gösterileri / memur eylemleri Paris'te değil de Ankara'da yapılıyor.
Hulasa…
Kurtuluş Savaşıyla vatanımızı kurtardığımız müstevlilerin medyasındaki ortak düşman, Erdoğan'ın şahsında Türkiye.
"Şahlanan Türkiye" değil, "yerlerde sürünen Türkiye" istiyorlar. (Erdoğan öncesi Türkiye'yi, AB kapısında bekleyen bir köpek olarak karikatürize etmişlerdi.)
***
Bundan 35 yıl mukaddem aramızdan ayrılan Necip Fazıl, "Bizdeki muhalefet" demişti, "iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır."
Maalesef hiç değişmediler.
Kanal İstanbul'dan yerli otomobil projesine kadar karşı çıkmalarının başka izahı var mı?
Müstevlilerin açtığı yolda, gösterdiği ülküde hiç durmadan yürümeyi marifet sanıyorlar.
Yanlışsa bu "çıkarsama" hadi cevap verin:
Türkiye Cumhuriyeti'ni, 15 Temmuz'da, "Fetullah Cumhuriyeti" olmaktan kurtarmaya "ölümüne" liderlik yapan Erdoğan'dan neden müstevlilerle aynı dalga boyunda nefret ediyorsunuz?
Hadi tasfiye ettiği FETÖ ve kazdıkları hendeklere düşürdüğü PKK nefret ediyor, size ne oluyor?
Hele şu sosyal medya "genç – çerileri" yok mu!
Sözde "Mustafa Kemal'in askeriyiz" diyorlar, ama, özde müstevlilerin askerliğine koşulmuşlar, haberleri yok.
Her şey gözümüzün önünde oluyor. Fakat onların gözleri var görmüyorlar, kulakları var işitmiyorlar.