Erken seçim kararı vatana millete hayırlı uğurlu olsun da, "muhalefet takımı" ağzını bozmadan, çamura yatmadan adam gibi seçim kampanyası yürütecek mi bakalım.
Aslında çok zor bir şey değil bu.
Dürüst olmak yeterli.
Şayet varsa projen falan, açıklarsın olur biter.
Hem dürüst hem muhalif olmak neden bunlara bu kadar zor geliyor, anlamadım gitti.
Bakın işte CHP eski milletvekili Prof. Birgül Ayman Güler hem kıyasıya muhalif, hem dürüst bir insan.
Evet, dürüst.
Mesela, partisi CHP'nin 30 Mart seçimlerinde FETÖ'yle işbirliği yaptığını açıklamıştı.
Lakin...
Erdoğan ve AK Parti'yi de kıyasıya eleştirdi. Vaktiyle birçok muhalif eylemin en önünde yer aldı.
Fakat her defasında seviyesini korumasını bildi.
Görüşlerine katılırsınız katılmazsınız ama dürüstlüğüne bir şey diyemez, saygı duyarsınız.
Toplum olarak en çok muhtaç olduğumuz şeydir bu.
Bakınız, Akif Emre abim, Sezai Karakoç üstadımız gibi "İslamcı düşüncenin" en tavizsiz yazarlarından biriydi.
Vefat ettiğinde "İslamcılıktan" nefret edenler bile onu saygıyla andı.
Neden?
Hiçbir zaman yalan söylemedi, kimseye iftira atmadı. Menfaat elde etmek için kırk takla atmak şöyle dursun, menfaatin kokusunun geldiği yerden ışık hızıyla kaçtı.
Onun bunun tetikçisi müfteri zibidiler öyle mi ya!
Yalan dolan, iftira gırla.
Seviye dersen "çukur" düzeyinde.
Daha insan bile olmadıkları halde hiç utanmadan kendilerinde "İslamcılık" vehmeden
bu müptezel zibidilere kim neden saygı duysun ki?!