Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki menfur saldırı üzerine birkaç gün evvel dercettiğim, "Dikkat: FETÖ kol geziyor" başlıklı yazımda, haber kaynağımdan naklen şu ifadeye yer vermiştim: "17/25 Aralık 2013'ten itibaren mevcut rektör ve YÖK üyesi (...) FETÖ mensubu birçok kişiye kadro vermeye devam etmiş ve mevcutları da daha güçlü makamlara getirmişlerdir..."
"Mevcut rektör" bir kaç gün evvel istifa etti.
Sayın YÖK üyesi mi?
Fakire bir "açıklama" gönderdi, sağ olsun.
Adını mezkur yazımda mahfuz tutmuştum ama "açıklama" gönderdiğine göre artık saklamam yakışık almaz: Prof. Dr. Mehmet Şişman.
Açıklamasında...
Hayatı boyunca önüne çok maniler çıktığını, Allah'ın inayetiyle bunları tek tek aştığını, 67 yaşının 42 senesini eğitime verdiğini, pişman olacağı işleri yapmadığını (benim de öyle yapmam gerektiğini ihsas ediyor ki, Allah razı olsun) inandığı değerler uğruna ailecek bedeller ödediğini, binlerce öğrencisi onlarca kitabı olduğunu, şucu bucu olmadığını, Allah'ın ve Peygamberinin yolunda karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışan bir kul olduğunu, 15 Temmuz sonrası süreçte Eskişehir Osmangazi için bazı mihraklar tarafından hazırlanan senaryoda şahsının baş aktörlerden biri olarak gösterildiğini ifade ediyor.
Ayrıca...
Kendisini tanıyanlardan sorulması gerektiğini, 2000'li yılların başından itibaren bütün Milli Eğitim bakanlarıyla çalıştığını, hepsinin de kendisini tanıdığını söylüyor.
Lafın burasında minik bir not düşmek isterim:
Sayın Şişman şayet FETÖ'nün o tarihler itibariyle Milli Eğitim'e nasıl çöktüğünü, zatıalilerinin onlarla nasıl mücadele ettiğini dile getiren bir açıklama gönderirse onu da bu köşecikte seve seve yayımlarım.
Bir de diyor ki: "Keşke yazınızı yazmadan önce bana bir telefon açıp 'Hocam hakkınızda bazı ithamlar var, bu konularda ne dersiniz?' diye sorabilseydiniz..."
Sonra da haber kaynağım olan kırk yıllık profesör arkadaşımı "fâsık" olmakla itham ediyor.
Nasıl mı?
Şöyle: "10 Nisan tarihli Sabah Gazetesindeki yazınızı büyük bir teessürle okudum. Bu yazıyı üçüncü şahıslardan iletilen bilgilerden özetlenerek hazırladığınızı belirttiğinizi görünce hemen aşağıdaki Ayet-i Kerimeyi hatırladım. Mealen: 'Ey iman edenler! Fâsık biri, size bir haber getirdiğinde ona inanmadan önce doğru olup olmadığını tahkik ediniz, iyice anlayınız..."
Sayın Prof. Mehmet Şişman'ın kaynağım hakkında tecessüs göstererek, "içgörülerini" (böyle diyor) devreye sokmasının hiç gereği yoktu.
Zira mesele kaynağım değil.
Mesele, kaynağımın 7-8 ay öncesinden bana gönderdiği analizlerinin, 4 masum insanın katledildiği o menfur saldırıyla doğrulanmış olmasıdır.
Yoksa...
Kimseyi FETÖ'cü olmakla yaftalamıyor, savcı veya hâkim rolüne soyunmuyor. Analiz yapıyor.
Bir de, FETÖ konusundaki "duyarlığı" sorguluyor...
Sayın YÖK üyesi Şişman, mezkur üniversitede dekanlığı süresince alınan personelin herhangi bir soruşturma geçirmediğini belgeleyen listeyi de göndermiş.
Sağ olsun.
Lakin soruşturma geçirip üniversiteden atılanların bir kısmı da FETÖ mensubu olmadığını iddia ediyor.
Onu ne yapacağız...
Hatta bunlardan biri de (adı zikredilmediği halde) kaynağımın "atılanlar FETÖ'cü" ifadesinden felaket şekvacı.
Demek ki, "soruşturma" geçirmemekle de mesele nihayete ermiyor.