"Bu twitter, facebook devrimidir... hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... görmüyor musunuz, Ortadoğu'da Afrika'da devrim oluyor..." lakırdılarından göz gözü görmüyordu.
Arşivler ortada, açın bakın.
Nuh'un gemisi muamelesi yapıyorlardı "Arap Baharı"na!
İlk günden itiraz ettik. Bunun bir "proje" olduğunu dile getirdik.
Rahmetli Akif Emre abim de çok yazdı.
Yazık ki, haklı çıktık.
Sisi darbe yaptı; yere göğe sığdıramadıkları o "sosyal medya kuşağı" gökyüzüne baktı.
Ortadoğu'ya demokrasi getirme iddiasındaki "çağdaş / muasır medeniyetin çocukları" da darbeci Sisi'yi kırmızı halılarla karşıladı.
Uzun lafın kısası, "Arap Baharı" diye diye hazan oldu.
Trump'ın "Kudüs kararı" işte bu "baharın" son aşamasına tekabül eder.
İlk aşama zaten Suriye'de yaşandı.
***
Suriye henüz iç savaş eşiğindeyken tuzağa işaret etmek sadedinde,
Kissinger'ın (11 Eylül 2001 saldırısının hemen ardından) "
Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır" dediğini defalarca naklettik.
İşgalci İsrail'in önündeki mayınlar temizleniyor, dedik.
Netanyahu sırf bu nedenle kabinesine, "
Sakın çıt çıkarmayın" diyordu. Yani, "
Kaddafi bitti, Irak malum, Suriye'de iç savaş devam ediyor, Mısır'da bizimkiler işbaşında..." demeye getiriyordu.
Şayet Gezi zekâlılar başarılı olsaydı,
Tahrir'de üretilen darbenin bir benzeri
Taksim'de üretilebilseydi, "
güneyde sevilen ülke" için işlem tamama erecekti.
Olmadı.
Olmayınca da
17- 25 Aralık devreye girdi. O da
olmayınca gözleri döndü;
15 Temmuz'da Türkiye'yi işgale
kalkıştılar.
Erdoğan direndi ve tüm oyunlarını bozdu.
Sanılanın aksine (Wikileaks belgelerinde belirtildiği üzre)
Suriye'de de oyunlarını o bozdu.
Dick Cheney'nin ulusal
güvenlik
danışmanı
John Hannah...
"
Erdoğan'ın, Türk ordusunu, Suriye'de 'süregelen karışıklığı' neticelendirmek için kullanmak istememesine Obama'nın çok bozulduğunu"
Foreign Policy dergisinde
yazmıştı.
***
Erdoğan, mezhep savaşı oyununu da, "
Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim Sünnilik diye de bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var, o da İslam'dır..." diyerek bozmuştu.
İşgalci İsrail'in
Arz-ı Mev'ud doğrultusunda destek
verdiği
Irak'ın kuzeyindeki
referandum planının bozulmasına
da ön ayak oldu.
Şimdi de
Trump'ın, "
Kudüs kararını" bozmak için nasıl gayret ettiğini görüyorsunuz.
Oyunbozan olduğu için, yani müstevlilerin tekerine çomak soktuğu için, yani emperyalistlere (ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'in ifadesiyle) "
yaltaklanmadığı" için hedefte.
Haliyle, müstevlilerin ve soytarılarının ondan nefret etmesini anlıyorum.
Lakin...
"İslamcı sokağa" ittirilen müptezellerin Erdoğan'a "İslamcılık" taslayarak Filistin ve Kudüs duyarlığını sorgulaması, AKP'li fırıldakların da Erdoğan aleyhine yürüttüğü sinsi propaganda yok mu?
İşte o koyuyor adama.