İsmet Paşa, Lozan'ın ardından, "Bir doksan yıl daha kazandık" dedi mi demedi mi, hiç önemi yok.
Önemli olan...
Darbımesel haline dönüşen bu sözün tekabül ettiği hakikattir.
Kestirmeden söyleyeyim: Soğuk Savaş dönemi bizim için büyük bir fırsattı.
Eyvahlar olsun ki değerlendiremedik!
Tamam, Gazi Paşa'nın dediği gibi "zekiydik, çalışkandık" ama gardiyanların tasallutundan kurtulamadık.
Gardiyanların, yani, Gladyo'nun.
***
Sonuç itibariyle, doksan yılın ardından "
işgalcilerimiz" geri döndü.
Agâh olalım.
Taşeron örgütler eliyle devreye sokulan
hendek terörü, 15 Temmuz saldırısı, teröristleri himaye eden AB'nin Türkiye'yi "
sıygaya çekme" iştiyakı, ABD'nin "
bölücü terör örgütüne" açık seçik silah yardımı ve "daha nesi ve nesi" bunun ifadesidir.
Büyük resmi görelim.
Bölgede olan biteni ister enerji yollarının paylaşımı ister "
medeniyetler çatışması" üzerinden okuyalım, sonuç değişmez.
Haddizatında, bunlar birbirinden bağımsız durumlar da değildir.
***
Yazık ki yazık, yıllar yıllı "
Kahrolsun ABD emperyalizmi diyenlerin" bir kısmının
gıkı çıkmıyor.
Bir kısmı da zaten ABD'ye jandarma yazılma yarışında.
Geldikleri yer gerçekten yürekler acısı.
Eskiden olsa...
Latin Amerika'da (en son Venezuela'da) CIA'nın dalga geçer gibi yaptıklarına tepki gösterirlerdi.
Şimdi kendi ülkelerine yapılanlara bile tepki göstermiyorlar.
FETÖ imamlarının ABD Büyükelçiliği'ni aradığı, ABD Büyükelçiliği'nden de FETÖ imamlarından
Adil Öksüz'ün arandığı ortaya çıkıyor bunlar hâlâ "
kontrollü darbe" martavalından gidiyor.
Şu hale bakın:
Rusya'yla yaptığımız S- 400 Hava Savunma Sistemi anlaşması nedeniyle Türkiye'yi tehdit eden ABD'ye Erdoğan rest çekiyor...
Bunlar da Erdoğan'a çemkirmekle "devrimcilik" yaptıklarını sanıyorlar.
Hepsinden geçtim...
İnsan direniş için tee
Filistin'e giden
Deniz Gezmişlerin hatırasından utanır.
***
Ar etmek, utanmak önemlidir.
Bakınız...
CHP Tunceli milletvekili Gürsel Erol, öğretmenimiz
Necmettin Yılmaz'ı
katledenleri kınadığı için PKK tarafından
"
yakaladığınız yerde infaz edin" yollu
tehdit edildi.
Normalde, tüm CHP'nin, CHP'lilerin ayağa kalkması gerekirdi.
Ne oldu?
Kayyum atandığı için
FETÖ'nün Zaman'ına göğüs geren CHP'liler nereye
gitti?
Mezkûr durumu
Meclis'e taşıyan
Gürsel Erol HDP sıralarına dönerek, "
Ben sizin dokunulmazlığınızı savundum..." diye
intizar edince,
Gezici Sırrı S. Önder kardeşimiz
ortaya atılmış.
Atılmış dediğim, düpedüz bağlama çalmış.
Sevgili Mahmut Övür dünkü yazısında diyor ki: "Yürekliysen adını koy ve lanet oku. PKK demeden '
Senin tırnağına gelen benim gözüme gelsin' gibi anlamsız ve boş sözlerle siyaset yapılmaz ve yapılamayacak da."