Polis araçları eşliğinde ve uzun bir konvoyla geldi. Makam arabasından gücün keyfini çıkararak indi. Peşinde telaşlı mı telaşlı bir sürü danışman. İçeri girmeden önce başını yukarı kaldırdı, ışıklı tabelayı gözleriyle okudu, gülümsedi.
Hiç kuşkusuz içinden "Teşekkürler" diye mırıldandı.
Onun dakikalar süren bu şovunu lobide kahkahadan kırılarak izledim.
O? Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande.
Başını kaldırarak ışıklı tabelasını gözleriyle okuduğu mekan ise Hotel Sofitel.
Avustralya'nın Antalya'sı Brisbane'deki Hotel Sofitel.
Hollande'ın ve benim dünyanın öbür ucundaki bu harika kentte yollarımızın kesişmesinin nedeni: G-20 devlet ve hükümet başkanları zirvesi.

***
Yıl 2011 ilkbaharı. Fransa ertesi ilkbaharda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin havasına girmişti bile.
Sosyalist Parti'de potansiyel adayların en güçlüsü olarak Dominique Strauss-
Kahn (Kısaca DSK) gösteriliyordu.
Kamuoyu araştırmaları DSK'nın sadece Sosyalist Parti'deki önseçimleri değil, cumhurbaşkanlığı seçimini de açık ara önde bitireceğini ortaya koyuyordu.
O kadar ki, bir önceki seçimde Nicolas Sarkozy'yi Elysees Sarayı'na taşımış olan sağ seçmenlerin ciddi bir bölümü bile bu kez DSK'ya oy vermeye hazırlanıyordu.
***
DSK o tarihte Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı.
Tarih: 13 Mayıs 2011 akşamı. DSK, Washington'dan New York'a geçti.
New York'a her gelişinde olduğu gibi, Manhattan'da, Rockefeller Center'ın çok yakınındaki Hotel Sofitel'de yer ayırttı.
Geceyi deliksiz bir uykuyla geçirdi.
Ertesi gün, yani 14 Mayıs'ta 28'inci kattaki süit'inde duş alırken kapı açıldı.
Kat görevlisi kadın içeri girdi. İnce uzun bir Afrikalı. Adı: Nafissatu Diallo.
DSK'nın -hayatı boyunca çok sık başına geldiği gibi- cinsel arzuları iplerini kopardı. Doğruca kadına hamle etti.
Sonra? Rivayet muhtelif. Kimine göre kadın para koparma umuduyla bu cinsel saldırıya direnmeden DSK'nın isteklerini yerine getirdi. Kimine göre ise DSK zorla kadına boyun eğdirdi.
Sonra giyinip odadan ve otelden çıktı. Kızıyla buluşup yemek yedi ve JFK Havaalanı'na gitti.
O arada kadın otel yönetimine başına gelenleri anlattı. Otel, durumu polise yansıttı...
Ve tam uçak kalkmaya hazırlanırken polisler içeri girip DSK'yı götürdü.
Sonrası 2012 sonuna kadar sürecek bir utanç süreci. DSK, IMF Başkanlığı'nı bırakmak zorunda kaldı. Daha önemlisi, Hotel Sofitel New York, siyasal geleceğinin gömüldüğü mezar oldu.
Ve o kaos günlerinde Hollande, Fransa Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
***
İşte o piyango nedeniyle Hollande, Brisbane'deki Hotel Sofitel'e gücün ve iktidarın tadını çıkararak girdi.
Siz olsanız, farklı mı davranırdınız? Siz olsanız, "Teşekkürler Sofitel" diye mırıldanmaz mıydınız?