Türk dış politikasının teamülleri gereği, yeni seçilen Cumhurbaşkanı ilk dış gezisini KKTC'ye, ikincisini de Azerbaycan'a yapar.
Daha sonra uluslararası arenaya çıkar...

***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası ajandasının en önemli maddesini hiç kuşkusuz ABD Başkanı Barack Obama ile ilişkileri oluşturacak. En azından yakın dönem için.
Erdoğan ile Obama son ikili zirveyi 2013 Mayıs'ında yaptılar. Beyaz Saray'da.
Erdoğan ile Obama uluslararası zirvelerde son olarak G20'nin Saint-Petersburg randevusunda bir araya geldiler. 2013 Eylül'ünde.
Erdoğan ile Obama son telefon görüşmesini epey önce yaptılar. Tam tarih vermek gerekirse, 2013 sonunda.
Yani, aşağı-yukarı 8 aydır Erdoğan ile Obama arasında doğrudan temas yok.
O nedenle Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden'ın "Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını gördük. Başkan Obama, Erdoğan ile bu yeni görevinde çalışmayı sabırsızlıkla bekliyor" açıklamasını çok önemsiyorum.
Bu, manşetimizde de vurguladığımız gibi, iki lider arasındaki buzların erimesinin ilk adımını oluşturuyor.
Bir sonraki adım, Obama'nın bizzat telefon açıp Erdoğan'ı kutlaması olacak.
Daha sonra da sıra, bu sonbaharda üç uluslararası zirvenin en az birinde iki liderin baş başa görüşüp sempati tazelemelerine gelecek.
***
Sözünü ettiğim üç zirvenin ilki NATO devlet ve hükümet başkanları randevusu olacak.
NATO zirvelerinde geleneksel olarak Türkiye'yi Cumhurbaşkanı temsil eder. En son 2012'de Chicago'da yapılan zirveye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül katılmıştı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'la birlikte.
Bu yıl NATO zirvesi 4-5 Eylül 2014'te İngiltere'nin Newport kentinde düzenlenecek. Ve Erdoğan ile Obama, Galler Ülkesinin bol oksijenli havasını birlikte soluyacaklar.
İkinci büyük randevu 16-19 Eylül tarihleri arasında New York'taki BM Genel Kurulu zirvesi olacak. O zirvelerde Türkiye dönüşümlü temsil edilir: Bir yıl Cumhurbaşkanı, ertesi yıl Başbakan. Ama Erdoğan'ın "Cumhur'un Başkanı" konumu gereği, dönüşüme son vermese bile bu yıl New York'ta bizzat hazır bulunmak ve BM kürsüsünden "Yeni Türkiye"nin ilk mesajlarını vermek isteyeceğini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek.
Bence zirvelerin en önemlisini üçüncüsü oluşturacak: Avustralya'nın Brisbane kentinde 15-16 Kasım tarihlerinde yapılacak olan G20 zirvesi.
İki nedenle önemli bu zirve:
1- G20 dönem başkanlığı Brisbane'da Avustralya'dan Türkiye'ye devredilecek. Yani, 2015 yılının G20 Dönem Başkanı, Türkiye olacak.
2- G20 zirvelerinde Türkiye'yi bugüne kadar hep Erdoğan temsil etti. Ama "Başbakan" sıfatı ve yetkisiyle. Brisbane'daki randevuya da Erdoğan giderse, bundan tek anlam çıkacak: Türkiye, "De facto" başkanlık ya da en azından yarı başkanlık sistemine geçti.
Ve Erdoğan ile Obama, iki "Başkan" olarak Brisbane'da da buluşacaklar.
***
Bakalım bu tarihi randevuların hangisine tanıklık edebileceğim...