Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) güçlerinin Musul başta olmak üzere ülkenin Sünni bölgesinin hemen tümünü ele geçirmesinden sonra çok farklı bir tablo oluştu.
Bu tablo anahatlarıyla şöyle: Suriye'nin doğu ve kuzeydoğu bölgeleri ile Irak'ın batı ve güneybatı bölgeleri birleşti. Bir başka deyişle, Halep'ten Musul'a, Rakka'dan Felluce'ye kadar uzanan geniş bir coğrafyada sınırlar ortadan kalktı. Daha önemlisi, bu bölgede Suriye ve Irak devletlerinin ne silahlı güçleri kaldı, ne de denetimleri.
Ortadoğu'daki bu "De facto" durumu en somut biçimde bir haritayla anlatabiliriz. İşte:
***
Bu haritayı uzun uzun inceledim. Ve kendi kendime mırıldandım: "Ben bu haritayı bir yerlerden tanıyorum.
Sanki birkaç yıl önce görmüş gibiyim."
Belleğimi yokladım. Tabii ya... ABD Savaş Akademisi'nde çok uzun yıllar görev yapmış olan emekli Yarbay Ralph Peters'in çizdiği ve "Kan sınırları" adını verdiği "Yeni Ortadoğu" haritasının Irak-Suriye bölümüyle birebir örtüşüyor.
Buyurun...
***
Meraklıları anımsayacak; Ralph Peters bu haritayı, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice'ın 2006 Haziran'ında Tel Aviv'de "Büyük Ortadoğu Projesi"ni açıklamasından birkaç gün sonra Amerikan ordusunun gazetesinde (www.armedforcesjournal. com/june 2006) yayınlattı.
Yine meraklıları kesinlikle hatırlayacak; Amerikalı askerler Peters'in haritasını 2006 Eylül'ünde Roma'daki NATO Askeri Koleji'ndeki bir toplantıda duvara asınca Türk heyeti protesto edip topluca salondan ayrıldı.
"Peters'in bu ünlü haritasının ortaya çıkmasından tam 8 yıl sonra IŞİD marifetiyle Suriye ve Irak'ın parçalanması ne anlama geliyor" diye sorarsanız, cevabım şu olur: ABD'de George W. Bush'un dönemi 6 yıl önce sona ermiş ve onun şahin ekibi "Neo-Con"lar güya Washington siyasi sahnesinden silinmiş olsa da, o zamanlar tasarlanan "Büyük Ortadoğu Projesi" veya diğer adıyla "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi" yürüyor.
Ve ne yazık ki, Arap baharları bu projenin kazanını fokurdatan ateşe yeni odunlar attı.
Ralph Peters'in haritasına, bölgedeki gelişmelere ve bundan sonraki döneme ilişkin olasılıklara sık sık dönmek zorunda kalacağız. Mecburen...