Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in 10 Şubat 2007'de Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı tarihi konuşmayı bu köşede birkaç kez irdeledim.
Hani, "Tek kutuplu dünya, ne kadar süslenirse süslensin, sonuç olarak tek tip durum, tek erk, tek güç merkezi, tek efendi anlamına geliyor" dediği konuşma...
"Rusya olarak bize birileri hep demokrasiyi öğretiyor. Ama her nedense, bize demokrasiyi öğretenler, kendileri öğrenmek istemiyor" diye haykırdığı konuşma...
***
Putin, tamı tamına 10 gün önce en az Münih'deki kadar önemli ve tarihi bir konuşma daha yaptı.
Bu kez Moskova'da. Kremlin'de. Milletvekillerine, Federasyon Konseyi üyelerine, bölge yöneticilerine ve sivil toplum temsilcilerine hitaben.
Uluslararası hukukun nasıl çifte standartlara kurban edildiğini, ABDAB cephesinin hukuku nasıl nalıncı keseri gibi hep kendine doğru yonttuğunu örnekleriyle anlattı.
Birkaç paragrafı aktarayım. Buyurun...
***
"Batı Avrupa'daki ve Kuzey Amerika'daki meslektaşlarımız uluslararası hukuk normlarını çiğnediğimizi söylüyorlar. Eh, hiç değilse uluslararası hukuk diye bir şeyin varlığını hatırlamaları iyi bir şey. Geç olsun da güç olmasın.
Kırım Yüksek Konseyi bağımsızlığını ilan edip referandum kararı alırken, bunu ulusların self-determinasyon hakkından söz eden BM Sözleşmesi'ne dayandırdı. Hemen hatırlatayım; Ukrayna da Sovyetler Birliği'nden ayrılırken kelimesi kelimesine aynısını yapmıştı.
Ukrayna'ya bu hak tanınacak, Kırım'a reddedilecek... Neden?
Ayrıca, Kırım yetkilileri kararlarında Kosova'yı referans gösterdiler. Batılı müttefiklerimiz Kosova'yı Sırbistan'dan kopardılar, tek taraflı girişimle bağımsızlığını ilan ettiler ve bunun için Belgrad'ın izni ve onayına gerek olmadığını söylediler.
Eh, şimdi Kırım da aynı şeyi yapıyor.
Hem sonra, Uluslararası Adalet Divanı, BM Sözleşmesi'ne dayanarak 22 Temmuz 2010'da 'Güvenlik Konseyi içtihadından kesinlikle bağımsızlık ilanının yasaklanmasına ilişkin bir yorum çıkarılamaz' kararına varmadı mı? Kendilerinin deyişiyle,
pınar suyu kadar berrak bir karar bu.
Aynı Uluslararası Adalet Divanı, 17 Nisan 2009'da, 'Bağımsızlık ilanları ulusal hukuku çiğneyebilir ama uluslararası hukuku çiğnediği anlamına gelmez' kararı almadı mı?
ABD'den ve Batı Avrupa'dan neler duyuyoruz? Kosova, kendine özgü bir örnekmiş. Neymiş kendine özgülüğü? Onca can kaybına yol açması mı? Bu mu hukuki gerekçeleri? Uluslararası Adalet Divanı kararlarında hiç de böyle bir şeye rastlamadık.
Batı'nın tutumuna çifte standart değil, olsa olsa ilkel, kaba ikiyüzlülük denebilir."
***
Putin'in sık sık alkışlarla kesilen konuşması hayli uzun. Yarın birkaç bölüm daha aktaracağım. Ama bir saptamayı bugünden yapayım:
Putin'e halk desteği yüzde 82.3'e durup dururken çıkmadı. Halkının gözünde Rusya'yı yaratan Büyük Petro kadar yüceldi. Ve göreceksiniz, yakında Rusya'nın her yerinde heykelleri dikilecek.