17 Aralık darbe girişiminden bu yana Paralel Yapı'nın içyüzüne en güçlü projektörü SABAH tuttu.
Türk kamuoyu bu örgütün ya da yeni hukuki kavramla "Sivil terör örgütü"nün yapılanmasına, devlete önce sızmasına, sonra başta emniyet ve yargı olmak üzere birçok kurumda çöreklenmesine ilişkin en ayrıntılı bilgileri SABAH'tan öğrendi.
Ancak tüm haberlerimizde bir ilkeye titizlikle sahip çıktık: Paralel Yapı'nın kirli çamaşırlarını ortaya dökerken, olaya asla din, cemaat, inanç oluşumları penceresinden bakmadık.
Israrla ve hep altını çizerek, bu örgütün Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası", "Ulusal güvenliğimiz" ve "Barış süreci" için barındırdığı tehditleri vurguladık.
Ve bir de onun nasıl gizli servislerin maşası bir gayrı milli örgüt haline geldiğini gözler önüne serdik.

***
Paralel Yapı ile mücadele süreci daha yeni başlıyor.
Çok daha gerilimli günlerin bizi beklediğini biliyorum.
SABAH bu süreçte de, yani soruşturma-yargılama- devleti zararlı otlardan temizleme aşamasında da, yukarıda belirttiğim kriterleri koruyan bir çizgi izleyecek.
Özetle, çıkış noktamız şu: Paralel Yapı sadece hükümet, sadece demokrasi için değil, onlardan da önemlisi Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve geleceği için sinsi mi sinsi bir tehlike, habis mi habis bir tehdit.
***
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle.
NOT: Bazen seçim gezileri, çoklukla da tam sayfa ilanların köşemi kapatması nedeniyle, şu sıralar yazılarım epey seyreldi. Herhalde 30 Mart seçimlerine kadar da böyle gidecek. Yani, bu köşe haftada ikiüç gün açık kalabilecek. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.