SABAH dört gün boyunca Mısır'ın darbeci Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı General Abdülfettah El Sisi'nin 2006'da ABD'deki Pennsylvania Harp Akademisi'nde staj yaparken hazırladığı tezi yayınladı.
İlk gün haber olarak verdik.
Daha sonra üç gün de tezin geniş bir özetini aktardık. "Ortadoğu'da demokrasi"yi konu alan tezinde Sisi'nin çok çarpıcı bir tespiti vardı. Mealen şöyle:
"Ortadoğu ülkelerinde otoriter rejimlerden liberal rejimlere geçildiğinde, seçilmiş sivil iktidarlar açısından en önemli sorun askerin ve polisin tutumudur. Çünkü güvenlik güçleri seçilmiş sivil iktidara değil, otoriter rejime sadıktır. O eski rejimin kaleleridir. Ve ilk fırsatta bu bağlılığını gözler önüne serer."
***
Meğer, Sisi tezinde kendisini ve 7 yıl sonra başına geçeceği Mısır ordusunu -ve de polisinianlatıyormuş.
Kahire'de darbeye barışçıl protestolarla direnen silahsız sivillere karşı çevik kuvvet polislerinin giriştiği katliam, Sisi'nin itiraf gibi tespitleriyle birebir örtüşüyor.
Aynı şekilde, silahlı kuvvetlerin gerek Cumhurbaşkanı Mursi'nin bir komployla devrilmesi sürecinde ve ondan sonra bir oldu-bitti ile işbaşına getirilen maskeli diktatörlük yönetiminde sergilediği tavır da, yine Sisi'nin tezindeki teorinin adeta uygulamada doğrulanması anlamına geliyor.
***
Unutmuş, önemsememiş, omuz silkmiş olanlara şu son birkaç ayın gelişmelerini hatırlatayım.
Cumhurbaşkanı Mursi, yılın ilk ayında Süveyş Kanalı boyunca sıralanan üç kentte sokağa olağanüstü hal ve çıkma yasağı ilan etti. Ve kararı uygulama sorumluluğunu silahlı kuvvetlere verdi. Ne yaptı asker? Yasağı ihlal edenleri, yasağa rağmen gösteri yapanları görmezden geldi. O kadarla da kalmadı, yasağı çiğneyen, yasağa meydan okuyan gençlerle futbol maçları düzenledi. Amaç, halkın gözünde Mursi'nin saygınlığına çizik attırmaktı.
Sonra... İki ay önce Mursi'nin işbaşına gelişinin birinci yıldönümü arefesinde "Liberaller" bir yandan imza kampanyalarıyla, bir yandan Tahrir Meydanı'nda ve İskenderiye'de gösterilerle Mısır'ın ilk seçilmiş sivil yönetiminin devrilmesi çağrıları yapmaya başlayınca ordunun tavrı ne oldu?
Cevap: Meydandakilere önce helikopterlerle Mısır bayrakları attı. Sonra uçaklarla havada kalpler çizdi. Mesajın anlamı açıktı: "Gençler kalbimiz sizinle. Devam edin. Sizinle olacağız!
Sizi izleyeceğiz!"
İzledi de! 30 Haziran'da yönetim karşıtlarının kitlesel gövde gösterisi General Sisi'ye hem beklediği, hem de tetiklediği fırsatı sağladı. Mursi'ye ültimatom verdi: "Ya 48 saat içinde görevi bırakırsın, ya da deviririm..."
Ve devirdi.
***
Ne diyordu Sisi? Sivil yönetimler askere ve polise sakın güvenmesin. Sezar'ın hakkı Sezar'a: Yerden göğe haklıymış!
