Sevgili Yavuz Donat'ın bir "Anca beraber kanca beraber grubu" var. Her bayram tatilinde eşli olarak bir yere gidip yorgunluk atarlar.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski bakanlardan Ali Coşkun gibi siyasilerin de yer aldığı grup, bu bayram tatili için Edremit'i seçti.
Önceki gecenin ileri bir saatinde Donat'ı aradım. "Bugüne kadar Ergenekon davasıyla ilgili hiçbir görüş belirtmeyen Meclis Başkanımız'a sorar mısın" dedim, "Hukuki sürecin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar uzaması konusunda ne düşünüyor?"
"Al, sen sor" dedi Donat ve telefonu Çiçek'e uzattı. Sordum. Çok iyi bir hukukçu olan Çiçek öncelikle yargılama sürerken AİHM'e yapılan başvuruları ve Strasbourg'daki mahkemenin kararlarını hatırlattı.
***
Ergenekon ve Balyoz davaları devam ederken, iki dosyanın üç sanığı AİHM'e başvurdu: Gazeteci Tuncay Özkan (Ergenekon), emekli Orgeneral Çetin Doğan (Balyoz) ve Tuğamiral Cem Aziz Çakmak (Balyoz).
Başvuru nedenleri aşağı-yukarı aynıydı: "Delillerin düzmece olduğu", "Keyfi tutuklamalar yapıldığı", "Adil yargılama hakkının ihlal edildiği", "Tutukluluk süresinin uzun tutulduğu" gibi...
***
AİHM üç başvuruyu da aşağı-yukarı aynı gerekçelerle reddetti:
*
Deliller: "Düzmece olup olmadığını tespit etmek yükümlülüğü ulusal yargıya aittir. Ancak AİHM, delillerde suçun gerçekten işlendiğine ilişkin ikna edici bilgiler yer aldığı görüşündedir."
*
Tutuklamanın keyfiliği: "AİHM'in gözlemi suçlamayla ilgili ciddi ve meşru neden ve emareler bulunduğu ve somut delillere dayalı olarak tutuklama yapıldığı yönündedir. Tutuklamanın Türk Ceza Kanunu'nda kesin mahkumiyet verilmesini öngören maddelere dayandırıldığı da not edilmiştir."
*
Tutuklama süresi: "Başvuranlara atılan suçların ağırlığı, firar etme olasılığı, ağır organize suç olgusu, organize suçu işlediği öne sürülen sanıkların çokluğu gibi nedenlerle dava karmaşık bir görünüm ortaya koymaktadır. AİHM, bu koşullarda tutukluluk süresinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olduğu kanısını taşımaktadır."
*
Masumiyet karinesi: "Bu ilkeye ulusal yargı tarafından saygı gösterilmediğine ilişkin bir delile rastlanmamıştır."
***
Meclis Başkanı Çiçek, AİHM'in bu üç kararını hatırlattıktan sonra uyardı: "Bunların ara kararlar olduğunu sakın göz önünden ayırmayın."
Ve ekledi: "Hem sonra AİHM'e gidinceye kadar kapısı çalınacak birçok adres var. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru gibi..."
Sordum: "Peki, AİHM'in verdiği bu ara kararlar Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan mahkemelerin elini rahatlatmış olabilir mi? Bir başka deyişle, verilen cezaların bu kadar ağır olmasında AİHM kararlarının etkisi bulunabilir mi?"
Güldü, "Yorum yok" demekle yetindi.
Edindiğim izlenim: Tuncay Özkan, Çetin Doğan ve Cem Aziz Çakmak, "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu"lar. Dahası, sadece kendilerini değil, iki davadaki yüzlerce sanığı da yaktılar.