Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Adalet

6 yıldır Türkiye gündeminin can alıcı maddelerinin başında gelen Ergenekon davası ile ilgili olarak söylenmedik bir şey kalmadı. Ne var ki, söylenenlerin pek çoğu buza yazılmış yazılar gibi eriyip gitti.
Ama her söz buza yazılmaz. O nedenle de aradan yüzyıllar bile geçse insanlık belleğinde taptaze durur. Örneğin, şu sözler, şu özdeyişler gibi:
"Toplumda düzen ancak yurttaşların yasaların üstünlüğüne inanmasıyla sağlanabilir." (Solon)
"Adalet, iyiyi kötüden ayırma bilgisidir." (Socrates)
"Adalet sadece hukuk tarafından gerçekleştirilebilir. Silahlar, yargıcın cüppesini görünce ortadan kalkmalıdır." (Ciceron)
"Özgürlüğün yolu yasaların tutsağı olmaktan geçer" (Ciceron)
"Adalet evrenin ruhudur." (Ömer Hayyam)
"Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir" (Montesquieu)
"Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir." (Blaise Pascal)
"Yöneticilerin tek serveti, adalet ve hakkaniyet olmalıdır" (Konfüçyüs)
"Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin." (Hazreti İsa)

***

Tüm bu özdeyişleri Ergenekon'a nasıl bağlayabiliriz? Bir Latin hukuk terimiyle:
"Res ipsa loquitur."
"Halin icabından anlaşılabileceği gibi" demek.
Yani? "Bir şey söylemeye gerek yok, olay kendi kendini anlatacak kadar açık..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA