Küresel futbolun su başlarını iki Fransız ve bir İsviçreli tutuyor. FIFA'nın Başkanı İsviçreli Sepp Blatter. FIFA'nın Genel Sekreteri Fransız Jerome Valcke. UEFA'nın Başkanı Fransız Michel Platini.
Blatter ile Platini'yi anlatmaya gerek yok ama FIFA'nın iki numaralı ismi olan ve televizyon yayınlarından sponsorluk anlaşmalarına kadar tüm akçeli işleri yöneten Jerome Valcke'ı kamuoyu pek tanımaz. Oysa tanımak gerek. Hem de yakından tanımak.
Kariyeri bir Fransız özel TV kanalında spor haberleri sunuculuğuyla başlayan, daha sonra bir şirket kurarak birçok Avrupa liginin naklen yayın haklarını satın alıp pazarlayan Valcke, 2003'te FIFA'ya geçti. Pazarlama müdürü olarak. 2006'da kovuldu. Ama 6 ay sonra döndü. Hem de terfi ederek: Genel Sekreterliğe getirildi. Kimilerine göre, elinde Blatter'in kirli çamaşırlarıyla ilgili kalın bir dosya vardı, şantaj yaparak kapıdan kovulduğu FIFA'ya bacadan girmeyi başardı. Neyse konumuz bu değil.
***
Asıl konumuz Valcke'ın 2014 Dünya Kupası finalleriyle ilgili çıkışları.
Üç ay önce, yani Brezilya'da henüz her şeyin süt liman olduğu günlerde öyle bir açıklama yaptı ki, başta Devlet Başkanı Dilma Rousseff olmak üzere, tüm Brezilya yönetimi ayağa fırladı. Tesislerin inşasındaki gecikmeyi kastederek şöyle dedi Valcke:
"Şu Brezilyalılar'ı harekete geçirmek için galiba popolarına bir tekme atmak gerekiyor!"
***
Hepsi bu değil...
Brezilyalılar o aşağılanmanın öfkesini yatıştıramadan, iki ay önce Valcke'ın yeni bir saldırısına hedef oldular.
Futboldan çok gücü sevdiğini söyleyen, tercihen beyaz Ferrari'lere bayıldığını her fırsatta tekrarlayan Valcke, FIFA'nın Zürih'teki merkezinde düzenlediği 2014 Dünya Kupası finalleri konulu basın toplantısında bakın ne cevherler yumurtladı:
"
Söyleyeceklerimi biraz çılgınca bulabilirsiniz ama Dünya Kupası finallerini daha az demokratik ülkelerde düzenlemek galiba daha doğru olacak. Bakın, Brezilya'da siyasal sistem üç aşamadan oluşuyor: Federal yönetim, bölgesel yönetim, yerel yönetim. Hepsiyle ayrı ayrı görüşmek, hepsiyle teker teker müzakere etmek işimizi zorlaştırıyor.
2018'de Rusya'da göreceğiniz gibi, Putin gibi güçlü bir adamın tek başına karar verdiği bir ülkede Dünya Kupası finallerini düzenlemek, örneğin Almanya gibi birçok düzeyde görüşmeler yapmak zorunda kalacağınız bir ülkeye göre çok daha kolay oluyor."
Yani, demek istiyor ki Valcke,
"Fazla demokrasi FIFA'ya zararlı!"
***
Valcke "Otoriter rejimler"i tercih ediyor da, sanki patronu Sepp Blatter farklı mı düşünüyor?
O da kusursuz Dünya Kupası finallerine örnek olarak 1978'i gösteriyor. Arjantin'de düzenlenen finalleri.
1978'de Arjantin askeri diktatörlükle yönetiliyordu. 30 bin kişi öldürülmüş ya da yargısız infazla ortadan kaldırılmıştı. Siyasetçi ve sendikacı sınıfı tümüyle temizlenmişti. Arjantin dikensiz gül bahçesine döndürülmüştü.
Olsun. Blatter'e göre, 1978 Dünya Kupası finalleri, "Arjantin halkı ile siyasal sistemi barıştırdı." Yani, halkın diktatörlük karşısında sinmesini sağladı!
Uzatmaya ne hacet... Kısacası ve açıkçası, "FIFA'nın demokrasiye alerjisi var."