Zaman zaman tekrarladığım için bu köşenin okurlarının artık alıştığı giriş cümlesiyle başlayayım: "Siz bu satırları okurken..."
Evet, siz bu yazıyı okurken yolda olacağım. Başbakan Erdoğan, bakanlar, işadamları ve meslektaşlarımla birlikte ABD yolunda.
Erdoğan hemen her yıl ABD'ye gitti. Ama bu gezi farklı, çok farklı. O nedenle de "Yılın ziyareti" tanımını fazlasıyla hak ediyor. Hem de birçok yönden.
Öncelikle, şekil açısından: ABD tarafınca Başbakan Erdoğan için "A tipi" protokol hazırlandı. Beyaz Saray'ın önem verdiği konukların ağırlandığı Blair House tahsis edildi. Erdoğan'ın bir tam günü Beyaz Saray'da Başkan Obama ile geçirmesi planlandı...
İkincisi, içerik açısından: Erdoğan, Banyas katliamı ve Reyhanlı saldırısıyla farklı ve çok tehlikeli bir yöne evrilen Suriye krizinin "Pik" noktasında Obama ile bir araya gelecek.
Bu tarihi randevu öncesi ABD tarafının bakış açısını hatırlatayım.
Esad rejiminin bir an önce devrilmesi için neredeyse zamana karşı yarışan Hillary Clinton'ın Dışişleri Bakanlığı'nı bırakmasından sonra ABD yönetimi daha ihtiyatlı ve daha soğukkanlı bir tutum izlemeye başladı.
Bu ihtiyatlı politikalarda elbette Irak sendromunun büyük etkisi var.
Ayrıca Libya'da rejim değişikliği sonrası kaosun bir türlü sonlandırılamaması, tam tersine ülkenin şiddet batağına her geçen gün daha da gömülmesi de ABD'nin tutukluğunda pay sahibi. "Dini ve mezhebi açıdan homojen olan Libya bu hale düşerse, inançlar mozaiği Suriye'de neler olmaz" diye kaygılanıyor ABD.
Sözü uzatmadan, ABD yönetiminin en tepedeki iki isminin, Başkan Barack Obama ile Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Suriye'yle ilgili son demeçlerini aktarayım.
Obama: "Suriye ile ilgili olarak benim işim; son derece gerçek, meşru, insani ve ulusal güvenlik çıkarlarımı sürekli olarak hesaplamaktır. Umut ve dualara dayandırarak karar veremem. Kararlarımı algılamalar üstüne kurmam. Uluslararası koalisyonu da algılamalar etrafında toplayamam. Biz bunu geçmişte denedik ve iyi sonuç vermedi."
Biden: "Suriye dosyasında son derece ihtiyatlıyız. Çünkü, 2003'te Irak'ın işgali sırasında yapılan hatalar hep aklımızda. Suriye krizi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, ülkede bir süre siyasal istikrarsızlık olacak. Ve biz o dönemde ülkeyi yönetecek kurumların varlığını koruyabilmesini istiyoruz. Irak'tan ve bizden önceki yönetimden çıkardığımız ders şu: Irak'ı yönetmeye çalışırken, tüm kurumları çökerttiler."
Erdoğan'ın açacağı Suriye dosyası, Obama ve ekibini daha cesur adımlar atmaya yöneltecek mi; göreceğiz.