6.5 milyon işsiz, 6.5 milyar dolar bütçe açığı, 1929 krizinin bitmek bilmeyen şokları nedeniyle dibe vuran ekonomi, sosyal çöküntünün tetiklediği ideolojik çatışmalar. Bütün bunların üstüne yitirilmiş savaşın travması ve öde öde bitmeyen savaş tazminatı...
80 yıl önce bugünlerde, tarih vereyim, 30 Ocak 1933'te Almanya'da Adolf Hitler böyle bir tabloda iktidara geldi...
***
50 yıl önce bugünlerde, tarih vereyim, 23 Ocak 1963'te Almanya ile Fransa, Avrupa'da bir daha asla savaş olmaması ve asla yeni Hitler'ler doğmaması için kaderlerini birleştirdiler. Elysee Sarayı'nın Murat Salonu'nda General Charles de Gaulle ile Konrad Adenauer'in imzaladıkları bir anlaşmayla. Bugün AB dediğimiz oluşumun temelinde Avrupa'nın bu en büyük iki devletinin kader birliği yatıyor.
***
Hitler'in iktidara gelmesinden 80 yıl, yeni Hitler'lere yaşam alanı yaratılmamasını amaçlayan Fransa-Almanya anlaşmasından 50 yıl sonra bugünlerde, tam tarih vereyim, 24 Ocak 2013'te "Le Monde" gazetesinde bir kamuoyu araştırması yayınlandı.
"Fransa 2013" başlığını taşıyan araştırmada, deneklere önce "Devletin kurumlarına ve uluslararası kuruluşlara ne kadar güveniyorsunuz" diye soruldu. Yanıt:
Cumhurbaşkanlığına yüzde 31, parlamentoya yüzde 28, hükümete yüzde 26, AB'ye yüzde 33... Anlamı: Her üç Fransız'dan ikisi ne devletin kurumlarına güveniyor, ne de Brüksel'e, yani AB'ye.
***
Sonra deneklere bir soru daha yöneltildi: "Siyasetçiler için halkın çıkarları mı önemli, yoksa kendi çıkarları mı?" Yanıt:
Halkın çıkarları: Yüzde 18, kendi çıkarları: Yüzde 82.
Bu sorunun bir başka şıkkının yanıtları arasında, halkın yüzde 62'sinin siyasetçileri çürümüş, yozlaşmış, rüşvetçi olarak gördükleri de var.
***
Ardından üçüncü soru: "Fransa'da demokratik sistem iyi işliyor mu?" Yanıt:
Evet, benim görüşlerim iyi temsil ediliyor: Yüzde 28. Hayır, benim görüşlerim iyi temsil edilmiyor: Yüzde 72.
***
Soru soruyu açmadı, bu üç sorunun doğal uzantısı ya da götürdüğü adres olarak bir soru daha yöneltildi: "Aşağıdaki önermelere katılıyor musunuz, karşı mı çıkıyorsunuz?"
Birinci önerme: "Otorite günümüzde karşı çıkılıyor ama aslında bir değer."
Yanıtlar: Evet yüzde 86, hayır yüzde 14.
İkinci önerme: "Ülkeye çekidüzen verilebilmesi için Fransa'nın gerçek bir şefe ihtiyacı var".
Yanıtlar: Evet yüzde 87, hayır yüzde 13.
Anlamı: Her 10 Fransız'dan aşağı-yukarı 9'u "Otoriter bir şef" istiyor!
***
"Le Monde" bu sonuçları yorumlarken "Fransız toplumu alarm veriyor" diyor.
Ve ekliyor: Toplumdaki içe kapanma tehlikeli boyutlara ulaştı, toplumsal fay hatları çok derinleşti...
***
Hitler'in iktidara gelmesinden 80 yıl sonra, yeni Hitler'lere karşı ortak cephe kurulmasından 50 yıl sonra Fransa otoriter bir lider özleminde.
Sadece Fransa mı? Orta Avrupa'dan Baltık devletlerine, Kuzey Avrupa'dan Akdeniz kıyılarına kadar Avrupa'nın neredeyse tamamında aynı özlem filizleniyor, "Popülizm" gibi utanç verici bir kavramın ardına saklanmış aşırı sağın ayak sesleri giderek daha çok yaklaşıyor...
Hitler'in iktidara gelmesinden 80 yıl sonra, yeni Hitler'lere karşı ortak cephe kurulmasından 50 yıl sonra...