Eylülün son haftasında New York'ta günlük yaşam sözcüğün tam anlamıyla "Çile"ye dönüşür. Çünkü küresel kent BM Genel Kurulu çalışmaları nedeniyle lider akınına uğrar.
Dile kolay; 120 dolaylarında devlet başkanı, başbakan, 200'e yakın dışişleri bakanı... Her konvoy için kesilen trafik, kapatılan yollar... Biri bitmeden biri başlayan siren sesleri...
BM Genel Kurulu çalışmalarını ben de birkaç kez izledim. En unutamadığım 2009'daki 64'üncü Genel Kurul oldu. (Not: Bu yıl 67'nci Genel Kurul yapılıyor.)
Unutamadım; çünkü o yıl Genel Kurul'un konuşmacıları arasında ABD basınının attığı başlıkla iki "Eksantrik" lider de vardı: İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad... Ve Libya lideri Albay Muammer Kaddafi!
40 yıllık iktidarında ilk kez BM'ye katılan Kaddafi, Genel Kurul'un ilk günü, 23 Eylül 2009'da kürsüye çıktı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, ABD Başkanı Barack Obama'dan sonra dördüncü konuşmacı olarak. Genel Kurul'un başkanlığını da bir Libyalı diplomat, Ali Triki yapıyordu.
Her lider gibi onun da 15 dakika süresi vardı. Ama 105 dakika kürsüden inmedi. Ve onca uyarıya, müdahaleye, çabaya rağmen kimse onu susturamadı.
Neler mi dedi? Buyurun bir demet seçme...
***
"Kim demiş Taliban düşman diye? Usame Bin Ladin, Taliban mı? Hayır. İkiz Kuleleri Afganlar mı vurdu? Hayır. Taliban, tıpkı Vatikan gibi bir din devleti kurmak istiyorsa, buyursun kursun. Vatikan sizin için tehlike oluşturuyor mu? Hayır. Peki niye Taliban devleti tehlikeli olsun?"
"Biz Araplar, Yahudiler için hiçbir düşmanlık duygusu beslemiyoruz. Çünkü onlar kuzenlerimiz. Yahudiler'e düşmanlık duyan ve antisemit olan sizlersiniz. Avrupa'daki Yahudi soykırımından, gaz odalarından siz sorumlusunuz. Araplar, Roma İmparatorluğu zamanında da, Endülüs'ten kovulduklarında da, Hitler'in fırınlarda yaktığı dönemde de Yahudiler'i hep korudu."
"Bu bina, bu salon bir dekor. Tıpkı Hyde Park gibi. Bir konuşma yapıyor, sonra tüyüyorsunuz. Burada neden bazılarının veto hakkı var? Veya neden bazıları Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri oluyorlar? Neden onlar? Onları kim belirledi? O daimi üyeler, veto haklarını çıkarlarını korumak ve üçüncü dünyayı terörize etmek için kullanıyorlar. Güvenlik Konseyi buysa adını değiştirmek, Terör Konseyi demek daha doğru olur. Çünkü terör sadece El Kaide'nin işi değil."
"En doğrusu, Güvenlik Konseyi'nin yetkilerinin Genel Kurul'a devredilmesi ya da Güvenlik Konseyi'nin tüm üyelerine veto hakkının tanınması veya söz konusu 5 üyenin de veto hakkının iptal edilmesi olur."
***
Bence konuşmasının en trajik bölümünü şu cümleleri oluşturdu:
"Hem sonra BM'nin merkezi neden burada? Niye başka bir yere taşınmasın ki? Örneğin, Sirte'ye!"
"BM'nin kurulduğu 1945'ten bu yana büyük güçler yoksul ülkelere tam 65 savaş açtılar!"
***
Kaddafi, New York'a gelmeden üç hafta önce, 1 Eylül'de "Devrim"inin 40'ıncı yıldönümünü görkemli törenlerle kutlamıştı.
New York'taki konuşmasından 18 ay sonra büyük güçler, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri, BM'nin kuruluşundan bu yana 66'ncı savaşı Kaddafi'ye ilan ettiler.
New York'tan dönüşünden 25 ay sonra BM merkezinin taşınmasını önerdiği memleketinde, Sirte'de vahşice katledildi, daha doğrusu linç edildi!
***
Ah, unutmadan; o Genel Kurul'da Kaddafi'den hemen önce konuşan ABD Başkanı Obama tüm ülkelere "Karşılıklı saygıya dayalı, çok yönlü işbirliğinin geliştirileceği yeni bir dönem başlatma" çağrısı yapmıştı!
***
Kaddafi'nin kehanet gibi cümleleri hâlâ BM koridorlarında yankılanıyor mu bilmiyorum ama New York'ta günlük yaşam dünden itibaren yine işkenceye dönüşmüş olmalı...