Yılda 3-4 kez "Başbakan Erdoğan ile gündem" programlarına katılırım. Her program öncesi çeşitli kesimlerden, kendilerini "Mağdur" diye niteleyen meslek gruplarından e-mail yağar. "Derdimizi Başbakan'a duyurur musunuz" diye...
Artık klasikleşmiş olan bu mail sağanağı dün gece Kanaltürk'teki program öncesinde de elektronik posta kutumu doldurdu.
Biliyorum, programa katılan diğer meslektaşlarım da sağanaktan nasiplerini aldılar.
***
Mail'lerin ezici çoğunluğu yine öğretmenlerden geldi. "Eş durumu" ataması durdurulan öğretmenlerden.
Kimi sitemle başladı söze: "Şanslı mıyım acaba; mail'imi okur musunuz? Lütfen okuyun, biz sizi her gün okuyoruz."
Kimi çıkıştı: "Sizler bu toplumun sıkıntılarını ve acılarını yansıtmakla görevlisiniz. Çektiğimiz sıkıntılar karşısında sağır ve dilsiz oldunuz. Sizin için hiç haber değerimiz yok mu?"
Kimi mani düzdü: "Binlerce öğretmen gözü yaşlıdır / Bilmem ki bakanın kalbi taş mıdır / Eşleri ayırmak müstahak mıdır / Bunları bir düşün sayın bakanım... / Bakanlığın önü gözyaşı seli / Gelmiyor devletin merhamet eli / Ben yarimden ayrı düşeli / Gülmüyor hiçyüzüm sayın bakanım..."
***
Ve ardından Başbakan Erdoğan'a iletilmesi ricasıyla feryatlar, çığlıklar. Hangi birine yetişeyim, hangi birini aktarayım ki...
İşte rastgele seçtiğim birkaç örnek...
***
"Anayasa'nın güvencesi altındaki kutsal Türk aile bütünlüğü ilkesinin uygulanmasını istiyoruz. Binlerce çocuk annesinden ayrılmaya zorlanıp, binlerce öğretmen de gözünden yaşlar akarak çocuğunu düşünürken, başka çocukları eğitmesi beklenir mi?"
"Sayın bakanımız 50 bin öğretmenin yer değiştirdiğini söylüyor. Gerçekler böyle değil. En fazla 10 bin öğretmen yer değiştiriyor. Bunun içinde asker, polis, hâkim, kaymakam, doktor eşleri de var. Üç yıldaki yer değiştirmelerin toplamı bile 50 bini bulmuyor..."
"Eşi asker, hâkim ve polis olanların ailesi önemli de, eşi özel sektörde çalışanların ailesi önemsiz mi? Lütfen yardımcı olun..."
"Milli Eğitim Bakanı herkesin Doğu'dan Batı'ya gitmeye çalıştığını, Doğu'da öğretmen kalmadığını söylüyor. Sormak istiyorum; Doğu'ya gitmek isteyenlere neden yer açmıyor? Eşim zorunlu rotasyona tabi devlet memuru, ben neden eşimin yanına gidemiyorum?"
"Ben il dışı atamayla Gaziantep'e atandım. Eşim de eş durumu atamasının birinci aşamasına başvurdu. İkinci aşamada şoka uğradık, çünkü sınıf öğretmenlerine sadece 10 il açılmıştı. Bundan dolayı 24 haftalık hamile eşime Gaziantep açılmadı. Yani eşim ve ben ayrı kaldık. Şimdi ben 24 haftalık hamile eşimden nasıl ayrılacağım? Eşim hamile olarak nasıl tek başına kalabilecek? Gittiğim yerde aklım hep eşimde olacağı için, öğrencilerime nasıl faydalı olabileceğim?"
"İki ayrı ilde iki ayrı ev kirası, iki ayrı elektrik, doğalgaz faturası... Altından nasıl kalkabileceğiz?"
"Ben Rize'nin Pazar ilçesinde öğretmenim. Eşim ise Malatya'da özel bir şirkette çalışıyor. Üç çocuğumuz var. En büyük oğlum 9 yaşında, fiziksel engelli ve benim yanımda. Ben okula götürüp getiriyorum. Diğer iki çocuğum anneleriyle birlikte Malatya'dalar. Eşimi ve iki çocuğumu yaz ve şubat tatillerinde görebiliyorum. Diğer zamanlarda internetten görüşüyoruz..."
***
Elbette bu sıkıntılı duruma ya da soruna çözüm önerisinde bulunanlar da var. İşte biri:
"1- Sınıf öğretmenlerine, başta yan dal sahipleri olmak üzere branş değiştirme hakkı tanınabilir. 2- Sınıf öğretmenlerinin çok az bir bölümünün mağduriyetini giderebilecek olmasına rağmen, becayiş hakkı verilebilir. 3- Beşinci sınıflara da (Yeni sistemde orta birinci sınıflar) yine sınıf öğretmenlerinin girmesi imkânı sağlanabilir."
***
Programda fırsat bulup Erdoğan'a soramasam bile, hiç değilse bu köşe aracılığıyla yetkililere feryatları ilettim.
Vicdanım rahat.