Gecenin bir vaktinde gazeteden çıkmaya hazırlanırken televizyonlar "Alt yazı" geçmeye başladı: "Deniz otobüsü kaçırıldı..."
Kapıdan döndüm tabii. Gelişmeleri izlemeye başladım.
Şansımıza milli maç vardı. Yani, taşra baskısı için 1.5 saat kadar ek süre kazanmıştık.
1-1.5 saat içinde olay aydınlandı.
Saat 22.30 sıralarında ekranın önüne oturup başlığı yazdım: "Marmara'da çapulcu avı".
Sonra alt başlığı: "Terör örgütü üyesi olduğunu söyleyen biri, deniz otobüsü kaçırdı".
Çevremde toplanan arkadaşlardan itirazlar yükseldi: "Ağabey korsanlığı yapan bir değil, 4-5 terörist."
Kocaeli Valisi Ercan Topaca'nın gazetecilere açıklamasını gösterip ısrar ettim: "Bu eylemi yapan bir kişi."
Arkadaşlar ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın NTV'ye açıklamasını gösterip direndiler: "Gemiyi 4 veya 5 terörist kaçırdı."
"Çocuklar" dedim, "Kaçırılan 'Kartepe' deniz otobüsü İzmit Büyükşehir Belediyesi'nin. Gemi Karamürsel seferini yapmak üzere İzmit'ten kalkışından sonra çapulcunun denetimine girdi. En sağlıklı bilgiyi bölgenin bir numaralı mülki amiri olan Kocaeli Valisi Topaca verebilir."
Arkadaşlar da, "Olayla ilgili tüm bilgiler anında bakanlığa iletiliyor. Son durumu en iyi bakan bilebilir" diye görüşlerinden bir milim bile gerilemediler.
Hatırlattım: "Çocuklar, Vali Bey olay bölgesinin hakimi. Bakan Bey ise taa Erzurum'dan konuşuyor."
Arkadaşlar hatırlattılar: "Erzurum'da ama gelişmeleri anı anına izliyor."
İstemeye istemeye pes ettim; alt başlıktaki "Biri" sözcüğünü "Birileri" diye değiştirdim.